ihbar ve talep yönetmeni. baya da havalı olur. (:

Yetkili / Yonetmen / Yonetici seklinde siniflandirabilirsiniz. bizim Hizmet merkezinde Yetkili oluyor belli bir kıdem / süre / çağrı sonrasında üst levelda yönetmen oluyorlar.

ihbar ve talep sorumlusu

memur ünvanının rahatsız edici olması da bambaşkaymış :)

uzman

Valla borçlar merkez bankasına devrediliyor, devlete işin düşmezse sıyırıyorsun gibi bir şeyler duydum taksiciden ama pek de inandırıcı gelmedi.

Ben onu borç ödendikten 5 yıl sonra kara listeden siliniyorsunuz diye biliyordum, yanlış mı bilmişim?

zannetmiyorum öyle bir sey oldugunu

10 yıl bir insan borcunu talep etmezse borçlu olan kişi borç yükümlülüğünden kurtulur.

bir eşya bulup 5 yıl elinizde tutarsanız o eşyanın gerçek sahibi sonradan çıksa dahi siz eşyanın mülkiyetini kazanmış olursunuz.

Borçlu olduğunuz kurum, borcunuzu ödemeniz gereken tarihten itibaren 5 yıl içinde size borcunuzu tebliğ etmezse borç ortadan kalkar. 5 yıl boyunca borcu tebliğ etmeyecen bir kurum da bilmiyorum açıkçası. Gözden kaçma ve elektronik sisteme geçişte hatalar olmuşsa ortaya çıkabilir.

"pardon ya yanlışlıkla oldu ama her işte bir hayır vardır" yazardım, yerse.

cevap yazmazdım.

birilerince bilgilerinin kullanıldığını ve yakın arkadaşlar haricinde hatırlamadığın kişilerin tümünü sildiğini...

lunedor cevap harika :)

geri eklemek istermiyorsam cevap yazmazdım. bahaneler geri ekleme yoluna doğru ilerler.

ben öyle bir şey yapmıştım sonrasında baya bir mesaj attı neden sildin bir yanlış mı yaptım falan diye ben de sonrasında engelli listesine almak zorunda kaldım

turk kezbani gibi davranmak istiyosan yukardaki arkadaslarin tavsiyesine uyun..insan gibi davranmak istiyosan aciklamasini yazabilirsin karsi tarafa

listemdeki görüşmediğim adamları siliyorum derdim yerinde olsam.
peşini bırakır böylelikle.

@lavagen kezbanlıkla ne alakası var anlamadım.

@clones : yukarida arkadaslarin yazdigi yorumlara ,erkek veya bayan, kezbanlik dedim (yanlislikla sildim, hayir vardir, cevapsiz birakmalar) cunku normal iletisimde zaten muhabbet ettigin biri duzgun bise sorarsa adam gibi cevap verirsin, gerisi saygisizlik oluyor

@lavagen zaten bunu sormamın sebebi karşı tarafa saygısızlık etmek istemediğimden, diğer şekilde zaten yapamam.

kimse saygısızlık olsun diye böyle cevap yazmamazlık yapmaz ama eğer silindiyse da uzatmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum açıklama yapmak yine başka soruları da beraberinde getirir çünkü

@nescafe mantik sinsilenin hangibirini duzeltsem diye dusundum ama bosveriyorum. bildiginiz gibi yapin

Herkes dava açabilir. Bir hak ve kısıtlanmasını doğru bulmuyorum bir vatandaş olarak. Zaten davanın verildiği savcı olayı mahkemeye taşımadan da yok hacı böyle dava olmaz diyip dosyayı geri çevirebiliyor diye biliyorum.

dava açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır, bunun engellenmesi hukuka aykırılıktır zaten. herkes dava açabilir ancak davanın mahkemeye intikal etmesi işte işleri karıştırıyor. burda da görev savcılığa düşüyor. birisinin tutuklanması için saçma sapan sebep yetmez, delilleri karartma yada kişinin kaçması ihtimali bulunan durumlarda tutuklama yapılır.

yarın öbürgün size yapılan bir haksızlıkta dava açma hakkınızın elinden alındığını düşünün. yada yapılan haksızlık sonuçu davalının öylece salınıp sokakta elini kolunu sallayarak gezdiğini düşünün. belki o zaman daha iyi hissedersiniz.

"Sikko nedenler" kısmında sıkıntı var biraz, sana göre neden sikko adama göre hayati önemde. O yüzden dava açma hakkı kısıtlanamaz. Ancak savcıların görevi şikayet sebebinin davanın devamı için yeterli olup olmadığını tayindir.

adalet birileri için işlemiyor kaç gundur duyuyoruz kadının goruntuleri de ortada hastane buna ragmen onemli bir sey yok demiş diger taraftan hakaret davası acmislar sastim kaldım hani imkan olsa bir de dayak yedik diyecekler.

Iste mesela Fatih Altayli bu yazisi nedeniyle tazminata mahkum olmustu.

Nerede yazdiginizin bir onemi yok, internet ortaminda ya da ulusal gazetede belli sinirlar dahilinde yazmazsaniz yaptirimla karsilasirsiniz eger magdur olan taraf pesinize duserse. O sebeple kim okuyacak zaten, aman burasi internet beni bulamazlar vesaire gibi seyler dusunmeden hakaret etmeden duygu ve dusuncelerinizi klavyeye dokun.

mahkemenin amacı budur. dava açmak kolay olmasa hakkımızı arayaymıyoruz diye asıl siz bağırırdınız. dava açılır, mahkeme "red" der olur biter. ama bilinen nedenlerle "red" olmuyor mahkemede sürünüyor hatta "bilinen nedenlerle" ceza alıyorsunuz.
mesela ben %100 sözlük üzerinden (geldiğini düşündüğüm) benim blog'uma ve youtube hesabıma gelip abuk sabuk konuşan birini güzelce savcılığa bildirdim hakaret ettiği için. yaptığım sadece bir dilekçe hazırlamak ve site sahibi olarak site loglarından ip'sini vermek. 1 saatimi aldı. mutluyum. gecenin 4'ünde eşime ve bana küfürler ve hakaretler yağdırmanın "eğlence" olmadığını anlaması açısından yine olsa yine yaparım. ha diyebilirsiniz ki "hakaret etmemiş" bence hakaret olan bir şeyi mahkeme aksi şekilde değerlendirirse yapacak bir şey yok (yani yargıtaya falan gitmek dışında) o yüzden ben başvurumu yaptım. mis. bundan sonrasını gece 4 küfürbazı düşünsün.

Hm, dava açmanın kısıtlanması iyi bir şey değil tabii. Anladığım kadarıyla dava henüz açılmadan "böyle dava olmaz" deme yetkisi savcılarda var. Bu durumda ben ve benim gibiler için tek yapılabilecek şey savcıların daha sağduyulu insanlar olmasını dilemek. Teşekkürler cevaplar için.

ızgara olayında alimunyum folyo kullanıyorum. ne yaptıysam yapışıyor çünkü

buğulama tarifi verebilirim istersen, hem hafif hem lezzetli.

teflon bir tavanın dibine bir soğanı halka halka dilip dizin, üzerine de hamsileri dizin. hamsilerin üzerine de 1 patatesi ve domatesi de halka halka dilip dizin. maydonoz ve yeşil biberleri de ekleyin, biraz nane ve tuz ekleyin, azıcık su gezdirin, istersen biraz da sıvıyağ ekleyebilirsiniz. sonra kısık ateşte pişirin. süper olur.

ızgara da demirin emayesi yapışıyor balığa (o kırmızı et ve tavuk etine de yapışıyor). o yüzden herşeyden önce yeni alınan ızgara telini iyice bir yakmak gerekiyor. ondan sonra yağlama olayını kuyruk yağı ile. birde balık kızartırken, et pişirmek için kullandığımız sıkıştırmalı ızgara telini kullanmayın. telin üzerine olduğu gibi koyup spatula ile çevirin.

sağlığınız içinde kaplamasız saf demirden ızgara teli alın. emaye kaplı olanlar sağlık açısından zararlı.

1. tavada yaptığınız balık somon tarzı lop etli fileto vs. ise önce folyoya sarın. folyonun alt ve üst kısımlarını da bükün ki suyu tavaya akmasın. arada bir çevirerek pişirin, çok güzel oluyor. tava da balık kokmuyor böylece. bir de ben yapmıyorum ama yapanlardan gördüğüm kadarıyla: mesela hamsi dizdiniz tavaya, onu tek tek değil de tavayı kapağa ters çevirip sonra kapaktan tavaya geri aktarma yoluyla alt üst ediyorlar. o zaman balıkları tek tek mıncırmaya gerek kalmıyor. ama tabii biraz sıkı dizilmiş olması iyi olur bu yöntemde.

balığı bol yağda kızartmanız lazım. (cidden bol ama. tercihen derin, aliminyum kızartma tenceresinde) yağı çok koymak balık yağlı olacak demek değil. yağ kızgın da olursa balık yağ çekmez.
unlarken de mısır unu güzel olur.

alüminyum folyo kesinlikle kullanmayın. kansere davetiye resmen.. çok fazla ızgara ve kızartmada aynı şekilde. soruya gelince
belki iyice pişmeden çevirdiğinden dağılıyordur. ona dikkat et. benim annem mısırununa batırıp kızgın tepsiye full diziyor. hareket edecek yer bile kalmıyor sonra çeviriyor, yapışmıyor.

tavada şöyle yapılır. önce derisi olan taraf altta olacak şekilde pişirilir. ne zamana kadar? mesela levrek. et parlak beyaz oluncaya kadar. ilk koyduğunuzda da 30 sn hafifçe bastırın balığa. sonra parlak beyaz olunca güzelce çevirin. bunun dışında asla oynanmaz balıkla yoksa dağılır.

eğer şantaja girerse savcılığa verebilir kızdan bişey talep ediyo musun ki ?

bu santaj mıdır peki ?

başına bir iş geleceğini sanmıyorum. benim takıldığım nokta kızı neden rahat bırakmıyorsun. ayrılmışsın bırak ne hali varsa görsün. :)

tehdit midir şantaj mıdır bilmem ama "götverenlik" olduğu kesin :s

diyelim ki dedim. var demedim. mesela yani.

liseli olmaya girer bu.

neden böyle bir ise girisiyorsun,ayrilmissin,kiz nisanlanmis,derdin ne dostum?

basina bi is gelebilir,mesela cok saglam dayak yiyebilirsin,erkek arkadasi ve o taraftan.

kız özel hayatının zarara uğratıldığını kanıtlarsa manevi tazminat davası açabilir. kazanır mı bilmem ama açabilir.

tamam şimdi konuşmalardan anladım galiba kızı sinir etmek için her şeyi anlatıcam diyosun :D başına hukuki hiç bişey gelmez.şantaja da girmez kıza demiyosun ki bana dön yoksa anlatırım fln diye.için rahat olsun git söyle sevgilisine sevgiliside bilsin nasıl bi kız olduğunu :D olaylar olaylar :D gelişmeleri anlat sonra bana duyuru açıp :D

yaptığın ya da yapmayı düşündüğün şeyin hiçbir anlamı mantığı olamaz ve karşı tarafın kişilik haklarına saldırıya girer.

şantaj değil ama tehdit ve taciz. ama sen bunu sırf hapis yatma, dayak yeme vb riski olduğu için yapmamak yerine, asıl çok çirkin ve yanlış bir davranış olduğu için, insanlara ve haklarına duyman gereken saygıdan ötürü yapma.

kan davası olur. sen onunkileri anlatırsın, gün gelir o da gelir seninkine anlatır. güzel şeyler değil bunlar. tacizdir bence.

seninle yaptiklarinin kat kat fazlasini onunla yapiyo yarro, anlatsan noolacak?

bi de bu yonden dusun olayi.

tehdide gier, çok net. illa bi karşılık beklemen gerekmiyor. karşıdaki kişinin hayatını tehdit etme ya da zor sokma durumu var.

şantaj yoluyla tehdit olur.

TEHDİT

Madde 106 - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

ŞANTAJ

Madde 107 - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) (Ek fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./14.mad) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.

KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

Madde 123 - (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.


özet: tehdit olmaz. eğer bir yarar sağlamak için yapmıyorsanız şantaj da olmaz ama kız eğer "beni kendisine dönmek için bunu yapıyor" derse şantaj olur. hadi yarar yok diyelim, bu defa da 123. maddeye göre yargılanabilirsiniz.

uğraşmayın, yaranıza tuz gömün gitsin.

bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü? Bence alma blöf de olabilir. Hiç hoş değil. Aldın mı yoksaa:)

şirkette amirin konumundaki kişiye bildirerek alabilirsin.

bence de şirkettekilere söylemelisin. onlar al veya alma derler zaten.

şirket diyenlere katılıyorum. onları bilgilendir. yarın öbür gün bir sorun olur karşı taraf bunu açık eder, veya bir şekilde ortaya çıkar. 2000 liralık zımbırtı için işinden gücünden olma.

ne yazık ki gg değil bence. hakaret yok. haksız eleştiri var.

ne yazık ki gg değil bence. hakaret yok. haklı eleştiri var.

"güçsüzlüğün, pısırıklığın kitabını yazmış ve türk siyasetindeki en etkisiz ana muhalefet partisi lideri unvanını kesbetmiştir"

"recep tayyip erdoğan'dan recep diye bahsetmesi irtifası hakkında bir bilgi verebilir."

sanırım bu kısımlarını hakaret olarak değerlendirdiniz ama bence burada ağır eleştiri var, hakaret yok. bilmiyorum hukukçular ne der...

evet bence de hakaret yok, haklı/haksız eleştiri ve doğru/yanlış tespitler var.

bence de gg değil ama bir yandan da tayyip'in başlığına "pısırıklığın kitabını yazmış" yazsam silinir gibi geliyor.

bir ay boyunca boş olacak birisi muhtemelen öğrencidir. bir öğrencinin dediklerine ne derece inanılır ?

bir ay'ı biraz indirseniz, ücreti de güzel fikir gibi :)

facebook ta bir sayfa acin ya da bir blog kurun ve arkadaslar orada gecirdikleri günlere ait fotograflari, anilarini, deneyimlerini falan orada paylassinlar.

@fakyoras teşekkürler

öğretmenler ve bazı yönetici, bürokrat, kamu işçisi, işadamı gibi pek çok kişinin de yılda en az 1 ay tatili var diye biliyoruz öğrenci diyip geçmemek lazım bankalar, mbil operatörler hep öğrencilerin peşinde geleceğin müşterisi diye bu iki konuda problem olmayacağını düşünmüştük ama

@jackofalltrades bu fikir de güzel facebook sayfasını bizim değil de tatili yaşayanların kurması da düşünülebilir teşkkürler

bir ay iznini kimse tatilde harcamaz veya öğrenciyi kimse dinlemez diyenler?

1 ay tatil fazla olmus. 21 gun diyin siz ona.

1 ay tatil olsa bile kimse aynı yerde tatilini geçirmek istemez. bence.

@cbe teşekkürler

@dessy teşekkürler

süreyi düşürürsek cazibesini yitirmezmi sizce bunun yerine birer haftalık 4 farklı yerde tatil yine mi fazla gelir? sürenin çok olmasını bir cazibesi olsun diye düşünmüştük itici olacaksa düşürebiliriz

1 ay çok uzun. öğretmenlerden elçi olmaz. millet der "beleş tatil buldunuz tabi gidersiniz". 1hafta olsun temiz olsun.
bi de bi şekilde firmanızın statü sembolü olmasını sağlamalısınız. öğretmenle öğrenciyle olmaz o iş.

kesinlikle katiliyorum yorumlara,1 ay tatil nedir :))

4 e bölün onu 10 kisi yerine 40 kisiyi birer hafta gönderin :)hem daha iyi olur,hem abidik gubidik tepkiler olursa ignore edebilirsiniz.hem de daha homojen bi grup olur.1000 yerine de 300 olur haftalik,daha nays.

@bitter cikolata teşekkürler

ille de öğretmenle öğrenciyle vs olsun diye düşünmemiştik ama zaten firma olarak raklamımızı yaparken onları ayıramayız etik olmaz sürenin çok olduğunu düşünenler çoğunlukta süreyi düşürelim o zaman 14 gün olsun

1 ay yerine 1 hafta olsa, daha fazla kişi gönderseniz, hem sizin tanınmanız açısından hem de tatilciler açısından daha faydalı olur kanaatindeyim

@serabetan teşkkürler diğer yorumlar gibi bu da güzel fikir

hepinizin yorumları ve katkılarıyla 40 yerine düz hesap 50 kişi 7 gece 350 tl olabilir bizce

ilk beni gönderin o zaman :) bu yaz ağustos gibi uygunum. eşim ben ve 8 aylık oğlum, çevrem de geniş :))

bence 14 gün de uzun. insanların genelde 2 hafta izni oluyor. bir hafta ile ile bir hafta gezme ile geçiyor. 1 hafta en iyisi. az olsun elit olsun kalite olsun.

@ozmania teşekkürler aklın yolu bir miş bir kez daha gördük

@bitter cikolata peki böyle bir kampanyaya katılmayı düşünen ve her yıl tatile giden biri olarak göndereceğimiz 5 yıldızlı tatil yerini son dakikaya kadar bilmeseniz; bazı sürpriz çalışmalarıyla bu tatili ayrıca sıradan bir 5 yıldızlı tatilden farklı kılacak ayrıntılar olsa ve siz bunlardan tatili yaşayana kadar haberdar olmasanız ama bir farklılık sürpriz olacağı önceden bildirilse?

bi de çok başvuru olursa nasıl eleriz başvuranlarla tek tek anket yapsak (tek veya iki üç suruluk onlimne formlarla), o yetişmezse çekiliş yapsak, ya da ilk başvuranları seçsek asil ve yedek belirlesek başka nasıl olur?

benden super tatil elçisi olur.süre konusunda da sıkıntım yok:)

şöyle bir yanılgı var içerikte.elçimiz tatili yapacak ama bunu anlatırken neyle gittiğini genelde anlatmaz.sadece ilk paragrafın konusudur.birde tatil kotu gidiyorsa aracı firmaya giydirilir.bunun dışında elçinin anlatacağı kaldığı yerden aldığı hizmet olacaktır.sizden çok tesisin reklamı yapılmış olur.

yerli bloggerlar var.bir kısmını takip ediyorum.onlara sponsor olunabilir belki ama şimdiye kadar tam olmuş olanını bulamadım.çok basmakalıp yerlerdeler,gorulmesi gereken yerin değil zatımuhteremin fotograflarını seyretmek zorunda kalıyorsunuz.olur ama bu da biraz nafile olur.

sizin planınızdan uzak ama reklam maksatlı kişisel ve çalıntı fikrim şudur.tatil firmasını en iyi tanıtan urunlerden birisi çanta,orta boy üzerinde firma ismi bulunan,renkli albenili çantalar.burun kıvıranlar olabilir ama çok yoğun ve uzun süreli kullanımı vardır bunların.ogrencilik yıllarımda çalıştığım turizm firmasında gelen musterilere verdiğimiz hediyeler arasında en cok sevindikleri bu cantalar oluyordu.

@duptıs, küçük boy bavul en uygunudur.

elemeyi de mesela bir avm ile anlaşırsınız. 50tl lik alışveriş yapanlar arasından şu sorunun cevabını bilen ilk 50 kişi gider.

@duptıs teşekkürler "çalıntı" fikri anonim olarak kabul edip çanta gözlük, şapka, pantolon/etek, bay/bayan elbise, takılar şeklinde genişletsek?

yerli blogger olayı dediğiniz gibi pek verimli olmuyor diye düşünüyoruz biz de bunun yerine bu kampanya için özel hazırlanacak site ile ilgilenecek ekip blog, face, twit, vs uğraşabilir?

tatilcilerimizi aynı yere tek grup olarak ya da üç dört grup olarak gönderip her gruba bir rehber/temsilcimizi gönderip tesisten bağımsız bir tatili tesis imkanlarını kullanarak organize etsek ya da otel seçme imkanı vermesek kendi otelimizde ağırlasak?

@bitter cikolata avm ve soru güzel fikir bi de üstteki soruma da bakarsanız tatil yerini seçememek ve sürpriz ile ilgili olan

bak gidiyorum tatile gözüyle bakıyorum :)

kendi otelinizde ağırlama fikri güzel. rehber konusu da mantıklı. ama rehber bütün gün "sayemizde geziyonuz lan" diye davranmamalı. tek seçenekle de olma o iş. mesela 1 haftada 7 gün var, 7 günün her biri için en az 3 ayrı seçenek sunmalısınız. ya da gün içine dağılmış farklı seçenekler. yani ben tatilimin başında bir rehber seçtim diye 7 gün aynı adamın gezdirmesi tozdurmasını çekemem. bugün kayalıklara tırmanmak isterim yarın dalış yapmak öbür gün bütün gün uyuyup diskoya gitmek.
bi de çocuklu aileleri de hedef kitleye katın. çocuklu aileler çocuksuz bir tatil özlemiyle daha fazla para vermeyi göze alabilir. örneğin ulaşım araçlarımızda (önceden bildirilme koşuluyla) bebek koltuğu mevcuttur. gün içerisinde çocuklarınız yaşlarına göre uzman bilmem ne eşiliğinde hem öğrenecek hem eğlenecek gibi.

bir ay tatil uzun 1 ayda insanlar kaldıkları otelin kötü yanlarını görmeye başlarlar..

bence süreyi kısa tutun, 15 gün 300 lira gibi. veya 10 gün 250 lira.
fakat insanlara yollayacağınız oteller gerçekten güzel olmalı.

bu projeyi bir firma yapmıştı daha önce. bir aylık değil de düzenli iş olarak sunmuştu. gittiği yerlerden paylaşımlar yapacaklardı çiftler. üstelik maaşları da bayağı iyiydi. 5000tlden yukarı bir maaş aldıklarını hatırlıyorum. tatil de bedava zaten. öyle dünyayı gezip para kazandılar. şimdi ne durumda iş bilmiyorum.

siz bunun daha basit bir modelini kurmaya çalışıyorsunuz. düzenli maaş veremiyorsanız öğrenciden ve işsizden başkasını bulamazsınız. onlar da iyi bir referans değil. böyle tatillere para verip giden kitle çalışanlar oluyor. çalışanlara da ancak başka çalışanlar referans olur. ofiste veya arkadaş ortamında herkes birbiri ile paylaşır bu tür deneyimlerini ki gidip otelde rezil olmayalım diye.

birer haftalık çok ucuza veya bedavaya getirin tatili. az kişi gideceğine çok kişi gitsin bir işe yarasın. yoksa inandırıcı gelmez. gidenler sosyal mecrada bunları paylaşsın. ancak her biri kendi kurarsa bir işe yaramaz. siz bir tane kuracaksınız. gidenler orada paylaşacak. onları da zaten kendi takipçileri görür. ancak bu yeterli değil bana göre. yanında başka fikirler de uygulamak lazım.

proje ile ilgili, web tasarımla ilgili veya sosyal mecra ile ilgili daha detaylı konuşmak isterseniz: [email protected] dan bana ulaşabilirsiniz. yardımcı olurum. kendim de ilgilenebilirim, ilgilenecek kişiler de bulabilirim.

bir ay boyunca aynı yerde tatil yerine, 4 farklı yeri ayarlayın, ege, akdeniz, karadeniz, doğu anadolu da, 1 ay boyunca aynı yerde insan sıkılır yahu!

süre 1 ay çok olsada 1 haftanında az olduğunu düşünüyorum 10 gün olmalı en az

hediye konusunda yazlık ürünler tatilde kullanım kolaylığı sağlaması açısından çok uygun olur.ama bi arkadaşında bahsettiği gibi bu tarz durumlarda tatilden memnun kalınırsa otel övülür, tatil kötü geçerse acente

ayrımcılık gibi görünsede sizin yapmaya çalıştığınız şey daha üst tabaka, geliri iyi olan insanlara hitap etmeli cünkü sizden memnun kalinirsa bu kampanya bitse dahi geliri iyi bir aile sizle tatile gitmeye devam edebilir, hemde referans olabilceği çevre sizin istediğiniz müsteri kitlesidir. fakat 10 gün 300 tl gibi bi fiyatla katılımcıların gelir seviyesini ister istemez aşağı çekmiş oluyosunuz. gelir durumu düşük olan bi ailenin ve çevresinin sizi secmesinde tek etken yaptığınız kampanya olmus olur bu durumda da.

bence 10 kişiye 1 haftalık ücretsiz yapsanız daha güzel olur. bedava olan şeyler daha çok anlatılır. "şunu yaptık, bunu ettik, onu yedik. 5 kuruş para vermedik". o zaman otel de, yemek de, aktiviteler de daha güzel gelir insanların gözüne.

@ilginize ayrıca@ bir telefon geldi koptum ekşiden

@bitter cikolata teşekkürler

@bak gidiyorum tatile gözüyle bakıyorum :)@

son halini aldığında ekşiden duyururum ayrıca bu soruya katkıda bulunanlara da bir ayrıcalık tanırım kesinlikle.

rehber/temsilci: tatilcilerin ağırlanacağı 5 yıldızlı tesiste hiçbir problem yaşamadan tesis imkanlarını kullanarak tesisten bağımsız; ayrıntılarını daha sonra açıklamayı düşündüğümüz bir etkinlikler bütününe katılma olanağı yaşamaları için, bir ekibin yöneticisi. sıradışı/farklı bir tatil deneyimi kısaca. Çocuklu ailelerin çocuksuz tatil özlemi de iş planlarımızda yer ediniyor hali hazırda


@titoslavija teşekkürler

süreyi kısaltma fikri buraya yazılan tavsiyelerin ortak noktası olması sebebiyle kesinlikle gözönüne alınacak

@cha teşekkürler paralı/maaşlı/bedava tatil düşüncesiyle ilgili şöyle çekincelerimiz var:
kısaca
"para alıyor övüyor" ; "bedava tatile gitti ondan" ; "maaş alıyor sıradan bi reklam bu" gibi düşüncelere sebep olabilecek, tanıtım çalışmaları ulaşmayı amaçladığımız bir reklam şekli değil. Tanıtımımızı yaparken gerçekten para vererek tatil yapan insanlar (bizim maaş bağlayarak tatile gönderdiğimiz özel olarak reklamımızı yapmak üzere para alan insanlkar değil- bu yanlış demiyorum sadece hedefimiz değil) seçmek istiyoruz ki şöyle bir imaj oluşabilsin belki bir yılda değil ama 10 yılda mutlaka ulaşabileceğimiz gerçek bir mikro reklam imajı (parayla veya bedava olanlar aynı sonucu vermiyor bir tür yapmacık reklamdan öteye geçemiyor marketing tv lerinde olduğu gibi herşey çok tozpembe görünüyor)

imaj şu "bu firma gerçekten parasını alıp tatile gönderdiği, her yıl tatile giden deneyimli tatilcilerden iyi not alıyor ve biz de bunu test edebiliriz seçilmiş olmak gerekmez" mikro reklam ile farklı mesleklerden, farklı şehirlerden, farklı kişiliklere ulaşıp onlara sunacağımız sıradışı tatil imkanları aracılığıyla yavaş yavaş ama emin adımlarla onların çevrelerine, ve çevrelerinin çevrelerine şeklinde zaman içinde yayılan uzun soluklu bir çalışma sözkonusu. yoksa gelip geçici olmuştur herzaman yapmacık tatil hikaye, blog vs vs leri. insanlar onlara aldanıp denediklerinde memnun kalmamış, deneyimli tatilciler bir fark görememiş ve çevreleriyle yayılan olumsuz mikro imaj: "onların da bir farkı yok, gerçekte öyle değiller" şeklinde bir imajı besleyerek bir kaç yıl içinde "para/maaş/bedava tatil karşılığı yaptırılan yapmacık/gerçek dışı/sahte reklam maceralarının sonunu getiriyor.

para karşılığı yaptırılan reklam bir yere kadar eğer gerçek olumsuzsa zamanla bitiriyor hiçbir paralı reklam gerçeğin karşısında duramaz. biz de gerçeği kullanmaya karar verdik belki 1-2 yıl değil ama 10 yılda mutlaka yapmacığı değil gerçeği kullanan olumlu mikroreklamla emin adımlarla ilerleyeceğimizden eminiz.

@cha ayrıca teklifinizi de not alıyorum tekrar teşekkürler

@fatalstorm teşekkürler kampanyamıza talep çok olursa kapsamı genişletiriz. alternatifler herzaman için değerlendirilmelidir düşüncesindeyiz.

bu farklı fikirler için ayrıca teşekkürler

@berginyonbaenre teşekkürler

süre esnetilebilir problem değil

farklı gelir gruplarına hitap edecek farklı kampanya seçenekleri de sunmak bir alternatif o halde herkes kendi bütçesine uygun olanını kendisi seçebilir hepsi 5 yıldız hepsi ultra herşey dahil ama aralarındaki fark standart ultra herşey dahil tesis hizmetlerinin haricinde bireysel analiz anket çalışması neticesinde oluşturulacak bireye yönelik tatil/eğlence özel organizasyonları içeren tatil paketlerinin sunulması olursa bu da ekonomik seviye ayrımcılığı için değil bireye yönelik özel tatil ihtiyacının karşılanması şeklinde olursa? çok kapalı oldu ama konu birden çok dağılmasın bi de ben sizi fikirleriniz konusunda yönlendirmiş olmayayım diye açmadım.

bi de otel övülür acente şikayel edilir problemini aşmak için katılımcılarımıza tatil hizmetini sunarken otel adı yerine tatil paketi özelliklerinin ayrıntılı belirtildiği tatil paketleri sunulsa otellerden bağımsız olarak hangi otelde konaklarsanız konaklayın "siz otelin değil bizim misafirimizsiniz" ve "haklarınız bir listede belirtilen özelliklerde bir tatil yaşamak" şeklinde bir paket olsa imaj ya da slagan için ön plana acente ismi, paket ismi, acente otel sorumlusu ve ekibi, acente bölge sorumlusu ve ekibi ön planda olsa? yurtdışından getirilen turist grupları için bu yapılıyor ve acente ön planda oluyor otel değil bizde ise tatilcilerimiz firmalarda hep bireysel katılımcıymış gibi bir algıya sahip oluyor ve tur grubunun bir parçası olduğunu özümseyemiyor çünkü bu imkan yerli tatilcinin elinden gözünden sürekli ırak tutulmaya çalışılıyor.

@el magico teşekkürler

reklamın duyulmasına katkı yapar kuşkusuz ama devamı olmaz yani herkese bedava sunamayacağımıza göre bir önceki gönderimde yazıda bahsettiğim yapmacıklık etkisine sebep olabilir. bizim yakalamak istediğimiz asıl etki: "ben bu acenteyle tatile gidersem kesinlikle mağdur olmayacağım gibi farklı bir tatil deneyimi de yaşayabilirim" düşüncesini bir gerçek uygulamalar zinciriyle zaman içerisinde oluşturabilmek bunun için bir yandan tatilcilerimize hayallerindeki tatili yaşatırken bir yandan da ileriye doğru emin adımlarla yürümek. Düşündüğümüz reklam kampanyası her yıl sürekli geliştirerek yapabileceğimiz uzun soluklu bire çalışma. ama gözardı etmiyoruz onu da çekilişle kaltılımcılar arasından seçeceğimiz talihlilere sunmak bir alternatif.

süreyi kısaltın, parayı azaltın. twitter'da, sözlükte falan bilinen insanları yollayın. onlar da eşşek değilse güzel şeyler söylerler. kulaktan kulağa reklamınız yapılmış olur.

@dark horse teşekkürler

Gayet anlaşılır kısa ve öz :) Bizim önceki çalışmalarımız ve bu duyuruya katkı yapan bütün ekşicilerin düşünceleriyle birleşince ortaya tam istedğimiz gibi bir sonuç çıkacak.

umarım bu duyuru silinmez. buradan ortaya çıkaracağımız kampanyayı duyururuz.

Katkı yapan ve yapacak olan herkese teşekkürler.

fikrim geldi!!!
şuna ne dersiniz? hani kimi restoranlarda kendi salatanı kendin yap diyorlar ya, eline salata malzemeleri listesini veriyorlar, sen de malzemelerden kendi salatanı oluşturuyorsun. fiyat da ona göre şekilleniyor. aynısını tatil için yapın siz de? ve hatta bunu bir yarışma şekline sokabilirsiniz. en güzel tatili oluştur, tatilin bedavaya gelsin gibi.
ben neden sizin firmanızı bu kadar düşünür oldum bilmiyorum ama dert oldu içime.

@bitter cikolata teşekkürler

bu ekşiduyuru bağımlılık yaptı girdim habire duyuru okuyorum iyi mi?

kendin yap işlet devret ya da yap pazarla yönet? geldi aklıma önerini okuyunca

bi kaç tane bedava tatil tasarım karşılığı mantıklı teşekkürler

iyice düşündüm de mantıklının ötesinde çok iyi düzltiyorum uygun bi şekilde bunu da ekliycem

@bitter cikolata bi de şunu sana sorsam eski bi cevabın sebebiyle bunu sana sormak mantıklı geldi şakayla karışık yazdıkların sebebiyle @bak gidiyorum tatile gözüyle bakıyorum :) önceki bi gönderimde de sormuştum umarım cevaplarsın senden iyi fikirler çıkıyor da


@bitter cikolata peki böyle bir kampanyaya katılmayı düşünen ve her yıl tatile giden biri olarak göndereceğimiz 5 yıldızlı tatil yerini son dakikaya kadar bilmeseniz; bazı sürpriz çalışmalarıyla bu tatili ayrıca sıradan bir 5 yıldızlı tatilden farklı kılacak ayrıntılar olsa ve siz bunlardan tatili yaşayana kadar haberdar olmasanız ama bir farklılık sürpriz olacağı önceden bildirilse?

bu riskli bir adım olabilir. şöyle ki ben bir yere tatile gitmeden önce internete, eşe dosta soruyorum, "şuraya gittiniz mi, ne tavsiye edersiniz" gibi. kimisi küçük bir kahvaltı salonu öneriyor, kimi deli ucuz bir semt pazarı, kimi gözden uzak bir koy. bilmediğim bir yere tatile gitmek cazip gelmezdi sanırım, bilip de gittiğim yerlerde bile güzel bir yeri görmeden/denemeden döndüğümü öğrendiğimde üzülüyorum. siz de şirket olarak bütün bu ince detayların hepsini hesap etmezseniz, tatil çok iyi bile olsa bu eksiklik sizin için iyi olamyabilir.

@bitter cikolata bu konuda da mesaj alındı teşekkürler

bir önceki mesajı iyice düşündüm de gerkli önemi vermemekle haksızlık etmişim

"fikrim geldi!!!
şuna ne dersiniz? hani kimi restoranlarda kendi salatanı kendin yap diyorlar ya, eline salata malzemeleri listesini veriyorlar, sen de malzemelerden kendi salatanı oluşturuyorsun. fiyat da ona göre şekilleniyor. aynısını tatil için yapın siz de? ve hatta bunu bir yarışma şekline sokabilirsiniz. en güzel tatili oluştur, tatilin bedavaya gelsin gibi."

herşeyi birleştirince çok kapsamlı bir kampanya çıkacak ortaya bakalım nolacak?

bu yarışma da eklenebilir hatta eklenecek.

tekrar teşekkürler katkılarınız için bunlar unutulmayacak :)

peki nasıl bir paket olmalı sizce ( kendi ihtiyaç ve düşüncelerinize, hayallerinize göre birer tatil paketi ayrıntılı özellikleri rica etsem çok mu olur?

bi kere deniz ya da havuz mutlaka olmalı benimi için. şezlonga uzanıp kitabımı okurken bira - patates kızartması ilk gün için yeterdi bana :) ama mesela eşim de çabuk sıkılır bundan, balayımızda sürekli bir animasyon takibindeydi ama animasyonlar çok sıradan oluyor türkiye'de.
otele gitmeden ya da ayak bastığımda bulunduğum bölgeyi özetleyen bir kitapçık iyi olurdu. nerelere gidilir, neler yapılabilir ve ne tip bir alışveriş seçeneğimiz var gibi. (kadınlara marsta indirim var deseydiniz, şimdiye marstaydık)
ve dediğim gibi etrafımdaki çiftlerden gördüğüm, çocuğumun güvende olduğunu bilmek isterim, peşimde dolanmasın ama bileyim güvende mi değil mi eğleniyor mu.
masaj/sauna olmalı mutlaka, hatta şöyle ki hiç beklemediğim bir sürpriz gibi olmalı bu. mesela kahvaltımı yaparken "bugün için x turizmin konuğu olduğunuzdan dolayı size %50 indirimli masaj hizmetimiz var, yararlanmak ister misiniz?" gibi. hatta bu x turizmin müşteri olma bana başka yerlerde de kolaylık ve indirim kazandırabilir.
bir de şu var, günümüzde insanların etkinliklerini facebook'ta yayınlamak için yapıyor. (genellemeyim, tamam). dersiniz ki, tatiliniz boyunca 30 adet dijital anınızı tatil dönüşünüzde size hediye ediyoruz/indirimli veriyoruz.
eşimle gittiğim tatilde sapık gibi tatilcilerin peşinde dolanan bir fotocu vardı, fotoğrafları bişeye de benzenmiyordu ama her bir poz için 15 lira para istemişti bizden. tabi biz de kendi çektiğimiz şekilsiz pozlarımıza sığındık :)
mesela mutfak kursları da olabilir. öyle saatler günler süren değil de mesela "1 saatlik çikolata yapım kursu, makarna kursu" gibi.

bu yazdıklarınızı birer başlık atarak sınıflandırıp genelleme yapmak istiyorum çok iyi fikirler bunlar hatta bazıları içinse aklımı okuyorsunuz diyorum resmen.


A-) Bireysel istekler anketle belirlenebilir

1.) bi kere deniz ya da havuz mutlaka olmalı benim için.

2.) şezlonga uzanıp kitabımı okurken bira - patates kızartması ilk gün için yeterdi bana :)


B-) Kişisel tercihlerin farklılığı etkinlik planlamasında gözönüne alınabilir ama çiftler arası ayrılık oluşturma riski var eşlere birlikte aktivite planlaması yapılmalı

3.) ama mesela eşim de çabuk sıkılır bundan,


C-) Genel ve büyük sorun çözülmeli ana dayanak noktalarımızdan biri eğlence vakit geirici çekici değişken aktivite organizasyonları genellemesi yapabileceğim bir çözümümüz var.

Bu konuda aklımı okuyorsunuz zaten çoğu tatilci şikayetçi bundan ama turizmimizin utanç kaynağı bu şöyle ki: yerli tatilcilerimizi nasıl olsa cepte görme gibi bir anlayış sözkonusu 5 yıldızlı otellerde özellikle full yabancı gruplarla çalışanlarda. yerli hep son planda.

4.) balayımızda sürekli bir animasyon takibindeydi ama animasyonlar çok sıradan oluyor türkiye'de.

Özel bazı organizasyonlarımız söz konusu şu an bilgi verip konuyu dağıtmayayım ama bunları basit animasyonlar olarak düşünmeyin çok farklı.


D-) Artık her turistik bölgede hazırlanmış kataloglar broşürler var, kitaplar var pek çok dilde bunların bir karışımı elden geçirilmiş eklemeler yapılmış versiyonu her yöre aiçin ayrı atrı her tatilcimize iyi bir referans kaynak olur bu da aklımı okuduğunuz bir konu ve rehber/temsilci aracılığıyla da bilgi verilmesi gözönünde

5.) otele gitmeden ya da ayak bastığımda bulunduğum bölgeyi özetleyen bir kitapçık iyi olurdu.

6.) nerelere gidilir, neler yapılabilir ve ne tip bir alışveriş seçeneğimiz var gibi.

7.) (kadınlara marsta indirim var deseydiniz, şimdiye marstaydık)

o kadar memnun edecez ki, o kadar çok eğlenceli, çekici vakit geçirecek, öğretici aktivite planı var ki tatilcilerimizi memnun etmenin ötesinde bunların hepsine katılmak için boş vakitleri bile olayacak o derece tatilden sıkılmak bi yana hiç ayrılmak istemeyecek gelen hedef plan bu ertesi yık garantilenmek şöyle dursun iple çekilecek

6 ve 7 yi tekrar yazıyorum 12 numaranın yanında onla alakalı gördüm


E-) Çocuklara yönelik özel aktivite grupları, alanları ve seçenekleri uzmanlar, eğitmenler ve denetleyiciler eşliğinde (Bu akıl okuma işi ciddi ciddi devam ediyor)

8.) ve dediğim gibi etrafımdaki çiftlerden gördüğüm, çocuğumun güvende olduğunu bilmek isterim, peşimde dolanmasın ama bileyim güvende mi değil mi eğleniyor mu.

"ve dediğim gibi etrafımdaki çiftlerden gördüğüm," bu kısım biraz boşlukta eksik mi kalıyor bana mı öyle geldi?


F-) Mutlaka olması gerekenler herkes için ortak bir başlık olabilir bireysel istekler haricinde

9.) masaj/sauna olmalı mutlaka,


G-) sürpriz konusuı da başlı başına bir tartışma konumuzdu herşey fikir aşamasındayken

Bunu ayrı bi iletide paylaşayım ileride

10.) hatta şöyle ki hiç beklemediğim bir sürpriz gibi olmalı bu.

11.) mesela kahvaltımı yaparken "bugün için x turizmin konuğu olduğunuzdan dolayı size %50 indirimli masaj hizmetimiz var, yararlanmak ister misiniz?" gibi.


H-) Üyelik ve avantajları (Bu 4 oldu aklımı okdunuz sizden çok iyi bir ekip üyesi olur)

12.) hatta bu x turizmin müşterisi olma bana başka yerlerde de kolaylık ve indirim kazandırabilir.

işyeri üyelikleri, AVM, Marka, Kredi Kartı, Ortak marka platformları, özel oluşum üyeliklerini analiz ettik; şöyle bir düşüncemiz var? yok bunu da ayrı yazarım


I-) Fotoğraf video sosyal medya hatıra deneyim

13.) bir de şu var, günümüzde insanların etkinliklerini facebook'ta yayınlamak için yapıyor. (genellemeyim, tamam).

14.) dersiniz ki, tatiliniz boyunca 30 adet dijital anınızı tatil dönüşünüzde size hediye ediyoruz/indirimli veriyoruz.

O hiç problem değil biz kısa film deneyimi yaşatarak kurgu ya da doğal tatil filmi hatıra mahiyetinde çekim teklifi hazırlamıştık oyunculuk, senaristlik, yönetmenlik model/mankenlik kısa eğitim ve uygulama desteği dahil gayet ciddiyim şaka gibi gelmesin (17 ve 18. maddelerle içiçe)


J-) istenmeyen olumsuz durumların önceden tahmin edilerek önleme yönelik tekbirler ve kontrol mekanizması (bu istenmeyen durumlar da anketle tatil tecrübelilerden sorulacak)

15.) eşimle gittiğim tatilde sapık gibi tatilcilerin peşinde dolanan bir fotocu vardı, fotoğrafları bişeye de benzenmiyordu ama her bir poz için 15 lira para istemişti bizden.

16.) tabi biz de kendi çektiğimiz şekilsiz pozlarımıza sığındık :)


K-) Kurslar, Eğitimler, Eğlenceli deneyim aktiviteleri

17.) mesela mutfak kursları da olabilir.

18.) öyle saatler günler süren değil de mesela "1 saatlik çikolata yapım kursu, makarna kursu" gibi.


@bitter cikolata Bütün bu katkılarınız için çok teşekkür ederim.

Bir sosyal sorumluluk projesi başlatıp bununla birlikte kampanyayı yürütme fikrine ne dersiniz?

sosyal sorumlulukla 5 yıldızlı tatil nasıl bağdaşacak düşünemedim bir an ?

Hizmet akdi yerine getirilen her tatil paketi brüt ücretinin belli bir yüzdesinin kızılay (mesela) aracılığıyla veya tev, pek çok farklı kuruluş var eğitim vs. yardımı amacıyla kimsesizler, muhtaçlar, çocuklar, kadınlar için aktarılması tatil paketi alacaklara başkalarına dolaylı yardım etme imkanı sunma ve bu alınan aktarılan miktarların resmi belgelerinin şeffaf olarak kamuoyuyla internet sitesi üzerinden paylaşılması gibi en basitinden?

Katkılarından dolayı herkese tekrar teşekkürler

konu ile ilgili bir duyuru yayınladım. Ayrıntılar aşağıdaki linkte. İyi eğlenceler.

www.eksiduyuru.com

1 kişiyi 1 ay tatil yapacak yerde 1 çifti 10 gün balayına çıkarın! reklammı istiyorsunuz? hayatının en mutlu gününü yaşayacak bir çiftten iyisi olamaz.

Nikah salonlarından aylar öncesinden gün alınır. Salonlarla konuşur müşteri isimlerini alırsınız ve onlarla iletişime geçerek balayılarını kampanyaya bağlarsınız.

@Oguzhang teşekkürler

Bu da güzel fikir. Bu reklam kampanyası bittikten sonra onu da planlayabiliriz.

13.12.2011 tarihinde Türkiye saati ile 21:12:00 de, Bu duyuruda bahsi geçen kampanyanın 100 kişilik kontenjanı dolmuştur. Bu sebeple bundan sonra başvuru kabul edilememektedir.

www.culturentertainment.com sitesi sunucusuna göre "Tue, 13 Dec 2011 21:09:51 +0200 [01:09:51 PM CST]" itibarı ile son kontenjan da doldurulmuştur. ilgililere teşekkür ederim.

ne kadar onemseniyor bilmiyorum ama sikayetvar'dan sikayetinizi yazmayi deneyebilirsiniz.

kurumsaldemo.yapikredi.com.tr

Bu adresteki iletişim kanallarını kullanarak şikâyetinizi bildirebilirsiniz.

hsbc'deki bir çalışanı genel müdürlüğe şikayet etmiştim. sonucunu gördüm.

şikayetvar işe yarıyor bir kaç sene evvel kullanmıştım, internet bankacılığı ile ilgili sorunum vardı ilgilenmemişti kimse daha sonra şikayetvar a yazdım bir gün sonra banka şubesinden çay içmeye çağırdılar, müşteri temsilcisinin önünde benim yazdığım şikayet mektubu vardı, genel merkezden fakslanmıştı. işimi hallettiler daha sonra genel merkezden teyit için aradılar.

sanırım firmalar sikayetvar ı önemsiyor. en azından bizimki direkt şikayet başvurusu olarak değerlendiriyor.
ek: cagri merkezi sikayetlerinizde geri bildirim talep etmezseniz arada kaynar gider sikayetiniz.

boşver interneti sen. ara genel merkezi söyle şikayetini, bak o zaman nasıl öttürüyolar o şubedekileri..

yapacak bir şeyin yok. borçlar ödenecek. ama diyelim ki orada güzel bir sistem oturttun; yani paran var o zaman yolla annelere ayda 200 lira ödesinler borcu. askerliği bilemem.

2 ay sonra kyk ye kredi borcumu ödemeye başlayacağım yaklaşık bir 12.000 tl kadar borç çıkarmışlar
ödeme süresi 48 ay :oha
askerliği de seneye halledicem sonrasında kral benim zanza.

askerliği bilemem ama kyk borcunu bi şekilde öde derim. yarın öbür gün bu topraklarda sen olmasan bile sana kalan bir mirasa bile devlet el koyup o borcu alır. 3 yıldır kyk borcu ödüyorum. küfrede küfrede. son 8 ayım.

kyk borcunu ödedim sonunda, tatlı tatlı yemenin acı acı :D
devletle tek bağım askerlik onuda yarın teslim oluyorum sonra rahat rahat bu ülkeden ayrılabilirim..

referans kısmındaki photoshoplar iyiymiş :))

ahaha @sutlu nescafe doğru diyorsun. bu site patlar.

photoshop lvl: 4

edit: cevap vermemişim ama zaten güvenilir olmayan siteden başarı beklemek?
"ABD'deki obezite yükselişini durdu!"

Ata Demirer'in dediği gibi "doğru olsa dünyada şişman insan kalmazdı".

Referanslardaki fotoşop işlerini paint terk birisi yapmış, el insaf, bu kadar da salak yerine konmaz insan. Ben bile daha iyisini yapabilirim.

ayrıca 14 günde 17 kilo vermenin sizce sağlıklı bir tarafı olabilir mi? doğru olduğunu sorgulamıyorum bile.

sitenin amatörlüğünden mi gireyim, saçma sapan yazım hatalarından mı, yukarıda söylendiği gibi paint terk görsellerden mi yoksa olayın saçmalığından mı gireyim bilemedim.

her tarafı buram buram sahtekarlık yani. aman kardeşim yemeyin bu numaraları.

bence doğru olabilir. sabit balonlar mideyi genişletirler. bu ise midede kısa bi süre kalıp sonra gidiyormuş. güzel yani. ama teoride güzel... bir doktor olarak sistemini mekanizmasını sevdiğimi, mevcut tedavilerdeki bir takım komplikasyonları önlemeye yönelik güzel bir şeyler geliştirildiğini söyleyebilirim.

ancak mesela bunu 1000 kişi kullanınca, kaç kişi kaç kilo veriyor, kaçının bağırsakları tıkanıyor, kaçı acil ameliyata alınmadığından ölüyor, o istatistikleri öğrenmeden kimseye kullandırtmam.


bunu şu anda şişman olsam kendim denemem. kullanalım mı diyenlere, kesinlikle kullanmayın derdim.

site çok kaliteli olsaydı da fikrim değişmezdi.

antakya nar eksin var mi ?

yok hocu ama evde nar ekşisi var.

şimddiiii, uzman konuşuyor.
bir tencereye bulguru, naneyi ve tuzu koy, karıştır, üzerine kaynar su dök, kapağını kapat beklet.

diğer kenarda taze soğanı ve iki diş sarımsağı innnncecik doğra. bunlar ayrı bir tabakta olsun.
akabinde şu dolmalık kırmızı biberlerden, yeşil biber, maydonoz, havuç, kırmızı lahana varsa azıcık taze naneyi innnncecik doğra.
sen bunları doğraya dek bulgurun ürer zaten.
bulgura varsa domates sosu (yoksa yarım domates rendesi de olur), biber salçası, domates salçası, nar ekşisi, sıvıyağ, limon suyu, sumak, sevdiğin baharatları ve soğanla sarımsağı ekle. iyice yoğur. ardından diğer yeşillikleri de ekle. karıştır. yanına şu cin biber turşularından ve maruldan koy.
ben de şimdi gidip yapayım aynısını.

sağolasın bitter cikolata. yanınada bir çay koyayım ben en iyisi. börek yapacaktım da şimdi kim uğraşacak onla. kız, annemin acı kırmızı biberleri var küçük küçük kavanozda. ondan da atayım mı içine. biberiye turşusu da var gerçi. ondan da gatayım mı?

at valla süper olur. ay hamileyim ben her duyduğum şeyi canım çekiyor, napcam yaa.

ben şahsen çiğ soğan-salçadan yapılan kısır sevmiyorum.

bulgurun üstüne kaynamış suyu dök. bi kenara koy. o ürerken sen kuru soğanı ince ince kıy, bol yağda kavur. soğanın rengi dönünce 1 kaşık domates, 1 kaşık biber salçası koy. birlikte kavur. ateşten almadan tuz, karabiber, sumak, kimyon, toz kırmızı biber, pul biber koy, 1-2 dkka çevir. bu karışımı sıcak sıcak bulgurun üstüne dök.

soğanları kavururken bi taraftan da taze soğan, dereotu, maydonoz incecik kıy. 1 tane dometesi de kabuklarını soyup küçücük dilimle. Bunlarla uğraşırken soğanı yakma tabi..

en son aşamada bütün bu malzemeleri güzelce harmanla. 1 limon, bolca nar ekşisi de dök. yalnız mıncıklayarak değil, kaşıkla (yada elinle) havalandırark karıştır. tadına bak, ekşisi, acısı, tuzu azsa ilave edersin.

afiyet göt göbek olsun.

halaanne+1
bulguru ıslatmadan tuz ilave edip ıslatırsanız, tuzunu daha rahat ayarlarsınız. bir de limon suyunu malzemeleri karıştırmadan şişmiş bulgura eklemek makbüldür.

dvd setinden kpss a biraz zor olmaz mı? gerçi çalışma zaten bi cazibesi kalması a grubunun.. şaka şaka çalış tabi mastera gidersin

kesinlikle kitaptan çalışılmalı. a grubu dersleri için görüntülü anlatım gerçekten zaman kaybı. ama yine de isterseniz ilgili linkleri gönderebilirim.

fikibility, ilgili linkleri ben alabilir miyim?

@bitter cikolata, mesaj ile gönderdim.

yapacak başka bir şeyi yoksa hayır , diğer türlüyse doktora gitmeli.

bir uzmana sorarsanız daha sağlıklı cevap alabilirsiniz.

hatıralarına mı bakıyor, kaybettiklerine mi, geçmiş zaferlerine mi bakıyor, çocukluğuna mı ? kendine derken fiziksel olarak kendini beğenmesinden mi bahsediyorsunuz ?

kendi yaşamına ve başkalarının yaşamına olumsuz bir etkisi bulunmuyorsa bunun, ya da bundan kaynaklı bir davranışın, endişe etmeye gerek yok hocam.

bununla birlikte durumda bir tuhaflık olduğu belli. normal insan davranışlarından farklı bir davranış. ama bildiğiniz gibi, her farklılık da hastalık demek değil.

neden bunun yapıldığını araştırmak ve bilmek çok faydalı olabilir.

"oha yaa, bu kadar güzel nasıl olabiliyorum" diye bakıyorsa evet.

not: doktor değilim.

(git: 337484) bu soruyla beraber bir bozukluk olabileceği kesin.

ben, izlemiyorum, iğreniyorum diyeni görmedim.

ben izliyorum diyeni de ben görmedim.

bende izlemeyenini görmedim..

bir dönem format vs. işleriyle uğraşıyorduk hatunların bilgisayarlarının %80inden dünya porno çıkıyordu, izlemiyorum diyenlerin çoğu yalan söylüyor...

cinsellik sadece erkekler için olan bir olgu değil. kadınlar için de var. dolayısıyla bir kadının da porno izlemesi kadar doğal bir şey yok. ama nedir, sert porno sevmez mesela. o da kadından kadına değişir. ama sadece erkeklerin cinsel dürtüleri yok. toplumumuz sağolsun, ayıp bir şey olarak lanse ettiği için kadınlar üç maymunu oynuyor,oynamak zorunda bırakılıyor.

pelinn. haklı. sonucta ihtiyaç ve haz.insanların ortak duyguları.

onun dısında emin ol etrafında ummadıgın kız ve ya erkek farketmez ilginç fantazileri ve sex takıntıları olabilir.

ummadık baş taş yarar hacı.(evet atasözünü ben böyle kullanıyorum) İzlemiyorlar mı? izliyorlar. Sırf meraktan izliyorlar. Yoksa onlar da biliyorlar cinselliğin öpüşmekten ibaret olmadığını. Günümüzde artık erkekler öyle ya da böyle bir şeyleri bilen kızlar istiyorlar karşılarında. Bekaret durumları ile tezat oluştursa da bu böyle.. Bu açığı da porno ile kapatıyor kızlar.

üniversiteden bir kız arkadaşım izliyordu, porno muhabbeti yapmışlığımız vardır. arkadaştan film almıştı falan.. kadınlar için yapılan pornolar var, şimdilerde onu izleyenler falan da oluyor.

ayrıca bisanthe'nin dediği gibi bi kaç kız arkadaşın pc'lerine format atalım derken pornografik şeylerle karşılaşmıştık, tabi merak edip te bakmış olabilirler..

sözlükte bir yazar vardı tumblr sayfası açmıştı kadınlar için porno diye galiba.
lisede kız arkadaşlar birbirleri arasında cd değiştiğini görünce bizimkilerden biri çantalarından kapmıştı ve porno cd si bulmuştu. hatta bir arkadaşım kızların %702inde zıbık olduğunu iddia ederdi.

ben kafam çok bozuk olunca açarım :)

daha böyle filmvari-duygusal pornolar hatunlara yöneliktir, diye okumuştum bir yerde. benim de görüşüm o yönde. duyguya-şehvete dair bir şeyler olduğunda daha çok ilgimizi çekiyor.

bi de erkeğin zevk aldığını görmenin mühim olduğu kanısındayım. sıradan pornolarda erkeği zevk alırken görmek zor. hatta maalesef, gay pornolarında zevk alan erkek oranının normallerden daha yüksek olduğunu üzülerek belirtmek durumundayım. olacak iş değil ama oluyor.

o yüzden, tamamen şahsi görüşüm ; zevk alan erkek + zevk alan hatun + duygu + şehvet = kadın için iyi porno. pozisyon zenginliğine gerek bile yok.

öööyle porno ustası oldum. yaa yaa...

böyle gay porno müptelası olan türleri vardır bunların. hiç elleşilmez bakış açılarına.

kadınlar da porno izler. Ama porno sektörü genelde erkek tüketiciye hitap ettiği için kadınlar tarafından "kaliteli porno" bulmak ve dolayısıyla beğenmek zor oluyor.

www.youtube.com

Konulu pornolar ne için var sanıyorsun.

menengic kahvesi mi?

buldum buldum dibek kahvesiydi. allahım bu aşerme bitsin artık.

dibek kahvesi diye normal türk kahvesi de verebilirler (ulus heykel'deki mişmiş kuruyemiş'te mesela dibek kahvesi diyorlar ama bildiğin türk kahvesi o). anladım ben hangi kahveyi istediğini.

kızılay, tuna caddesi ile bayındır sokağın köşesinde hayrağ usta diye bir kebapçı vardı. hala duruyor mu bilmiyorum. orada yemek üstü ikram ediyorlar. satıyorlar da.

hayrağ usta'daki de gerçek dibek değil,adam kendisi söyledi, süt tozu katıyoruz diye :)
en güzelini tavacı recep'te içmiştim. canım çekti şimdi.

söğütözü S'lo'da yapıyorlar da kuru olarak satıyorlar da. tavsiye edilir.

iyotlu yararlıdır demişlerdi bize. tiroit bezleri için yamulmuyorsam. ismini tam çıkaramadım şimdi. guatrı önlüyormuş, daha doğrusu iyot eksikliği guatra sebep oluyormuş.

(bkz: geçmiş zamanın hikayesi)

iyotlu olan yararlıdır. iyot tiroid hormon sentezi için gerekli bir madde. eksikliğinde tiroid hastalıkları meydana geliyor (endemik guatr vs.) tuzların iyotlu olması sağlık bakanlığı tarafından uygulanan bir proje.

Tiroid hormonu ile ilgili problem yaşamamak için iyotlu tuz tüketmek gerekiyor tabi tuzu nkendisi de gereksiz bir sey mümkünse kullanmamak lazım.

normal koşullarda iyot gerekli bir şey, yararlı. ancak hipertiroidide/bazı guatr türlerinde iyot almaması gerekiyor hastanın, o yüzden iyotsuz tuz kullanabiliyolar.

not düşelim, şu himalaya tuzları bizim için yararlı dğeilmiş, iyot içermediği için

@drip nick i zaten kullanilmakta, tuzu mümkünse kullanmayalım düşüncesi yanlış bir düşünce imiş. gebelik takibimi yapan doktor tuzsuz bir hayatın benim için daha zararlı olacağını, tuzu asgaride tüketmek gerektiğini söyledi.

bir de kortizon kullananlar için tuz zararlı.

@bitter cikolata
sizin durum normal değil ki:)
özel durum olmadıkça gıdaların içinde gerekli tuz var. ben de kullanıyorum ama keyfi bir durum.

iyotlu/iyotsuz.
Büyürken hangi tuzla beslendiyseniz onunla devam etmeniz gerekiyor diye biliyorum

Rafine edilmemiş tuz.

dolma yapmak (annelerinki gibi olmasını beklemedikten sonra) hiç zor değil aslında. başka bir fikir olarak belki tavada kıyma ve varsa soğanı yağda çevirip sonra kesilmiş biberleri atabilirsiniz. üstüne de yoğurt..

biberleri ızgarada pişir? ızgara yap? kelimeyi bulamadım, sarımsaklı yoğurt üzerine de kavrulmuş kıyma bence nefis olur. ben kırmızı biberleri ızgara yaptıktan sonra zeytinyağı ve sarımsakla harmanlıyorum çok lezzetli oluyor.

yumurta var mı? bıberlı kıymalı yumurta yap sahanda bence. gercı yumurta olsa soylerdınız ıllakı :) olmadı yumurtasız soganlı bı sekılde kavurun, yogurtla yıyın barı.

o biberleri fırınlayınca güzel oluyor, közlenmiş biber gibi. tepsiyi alüminyum folyo ya da yağlı kağıtla kaplayıp, biberlere hiçbir şey eklemeden (patlamamaları için uç kısımlarından birer kesik açın ama) tepsiye dizin, üstleri hafif kararmaya başlayana kadar fırınlayın. az sarımsaklı/tuzlu/baharatlı yoğurtla güzel oluyor =)

soğan varsa melemen yapın.

bazı insanlarda % 80 den fazla olabilir bu rakam.

Su cok oldugu icin suya odakli organizmalar, ya da diger bir deyisle ortama en iyi uyum saglayabilen turler yasam mucadelesini kazandi. Eger atiyorum arsenik cok yogun olsaydi o zaman baskin olan turlerin beyni arsenikten olusurdu, daha dogrusu beyni arsenikten olusanlar hayatta kalirdi, sudan olanlar silinirdi.

su hayattır.

Olay şöyledir ki beynin sulanmış senin dostum deyimini bosuna söylememiş söyleyen,ama gercekte %80 oranında değildir, beyinden beyine değişir bu oran

(bkz: overrated)

sudan geldigimiz için oyle.

e aynı şey yıllarca akp tarafından ahmet necdet sezer'e yapıldı. kabul etmediği bir çok yasa ikinci kez gönderildi. ikinci kez gönderilince onaylamak zorunda ancak (mahkeme adını yanlış söylüyor olabilirim) anayasa mahkemesine gidip itireaz edebiliyor.
bu uygulama 12 eylül sonrasında ortaya çıkarıldı. ondan önce akp, ahmet necdet sezer örneğinde olduğu gibi partiler c.başkanına yasaları gönderiyor, cbaşkanı iade edip duruyordu. sonra partiler de itiraz ediyordu "icraat yapamıyoruz" diye.
ama bu durumda da dediğiniz gibi cbaşkanı sadece "noter"lik yapmış oluyor. yargı kimin elinde ise (kimse "kimsenin elinde değil, bağımsız demesin kalbini kırarım) onun istediği yasa "onaylanıyor" cbaşkanı itiraz etse de.

boktan bir sistem özetle.

Kanun degistirilmeden cumhurbaskanina gider ve cumhurbaskani bu durumda kabul etmek zorunda. Meclis millettir ve millet iradesine tek kisinin karsi gelmesi engellenmistir bu durumda. Cumhurbaskani kabul ettikten sonra kanunu anayasa mahkemesine gonderir 15gun icerisinde. Bundan sonrasi anayasa mahkemesinin elindedir. Oda iptal ederse ayni konuda tekrar duzenlemeye gidemiyor meclis, kesinen kapatiyor konuyu yani.

Güçler ayrılığı ilkesinde güçlerin birbirinin çalışmasını engellememesi temel şarttır. güçler birbirini engellemez yalnızca nasıl desem, gerekli gördüğü koşullarda dizginlemeye çalışır. cumhurbaşkanı yürütme gücü olarak yasama gücüne "hacı emin misin bana bu kanun pek doğru gelmedi, al bi daha düşün" der, yasama gücü de alır kanunu bir daha düşünür, isterse değiştirir "hakkat hacı, biz düşündük, böylesi daha iyi" diyebilir, ya da "de get hacı ben yasamayım, seçimle geldim, karışma bana" diyebilir. bu durumda da cumhurbaşkanı yargı gücüne "abicim, bi de sen bak şu mevzuya, haksızsam haksızsın de allaaşkına" der.

giyim tarzı olarak sevdiği bir dönem varsa eğer sahaflarda falan o dönemden kalma giysi kalıplarının olduğu dergi gibi şeyler olur. onlardan alabilirsiniz. ya da dikişle ilgili bir kurs hediye edebilirsiniz bütçeye göre. hoş bir dikiş kutusu alabilirsiniz. dikiş malzemeleri satan dükkanlarda olur.

burda gibi dikiş dergilerine yıllı abonelik hediye edebilirsiniz.

derya baykal'ın cd si ktabı falan var ya, ondan hediye edin dicem ama arkadaşınız gaza gelip derya baykal gibi cd'den kolye yapmaya kalkabilir.

iğnelik

Bauhaus ta görmüştüm. hazır paketlerde kanaviçe setleri var belki hoşuna gidebilir.

böbrek tasi.

kafan çalışmayabilirsu içmezsen

kafam çocukluktan beri çalışmıyor onunla alakası yok.

ödem yapar vücut cildin kurur kararır

:) içmeyin derlerse içmeyecekmisin yani.

günde en az 1-2 litre su tüketmeye bak.

böbrekler düzgün çalışmayabilir. zorla da olsa içmen lazım.

böbreklerin iflah olmaz şekilde zarar görür. cildin kurur esnekliğini kaybeder çok daha erken yaşlarda yaşlı gözükmeye başlarsın. kimi organlarında fonksiyon bozuklukları meydana çıkar. sindirim sistemin tamamiyle zarar görür. Su ve su mineralleri ve suyun ayrıştırıcı özelliği vücudunun kesinlikle ihtiyaç duyduğu bir şey. BUNLARDAN DAHA KÖTÜSÜ, sıvı ihtiyacını karşıladığın muhtelif içeceklerin başlı başına yeterine zararlı olması -kola-gazoz-kahve gibi- bu ürünleri tüketiminin fazla olduğunu gösterir. bu da Su içmemekten bile daha zararlı sonuçlara sebep olabilir.

Su içme alışkanlığınızı yitirdiyseniz, lezzetli su alın -erikli vs gibi- pet şişede yanınızda masanızda odanızda elinizin altında sürekli bulundurun. gördükçe içesiniz gelir. en azından şifa niyetine ilaç olduğunu düşünerek hiç değilse günde 1 litre -2küçük şişe- bitirin.

yahu bu su dünyanın en güzel içeceği. nasıl içmezsiniz anlamakta ağır güçlük çekiyorum. arkadaşın dediği gibi elinin altında her daim dolu bir pet şişe bulundur. benden de bir zarar: cildin çok çabuk yaşlanır kırışıklıkların normal insanlara göre daha erken çıkar. kısacası pörsürsün.

kreatinin çoğalır

cildin daha 30unda 55 yaşında gibi kırışır.

yuhh ya 4 günde bir 1 bardakla yaşanır mı diycem yaşıyorsun ama çok uzun sürmez bu söyliyim. Az su içenlerde yorgunluk, dikkat güçlüğü ve hafıza bozukluklukları görülebilir.insan beyninin %95 i akciğerlerin de %90ını su oluşturur sen bi düşün yani genel durumunu. üstelik tüm metabolik olaylar da ancak hücre içindeki su yeterli ise gerçekleşebilmektedir. yerinde olsam kasar bi şekilde 2 lt içerdim.

göz sağlığınıda unutmamak lazım susuz gözlerde de hasar olur.

yorgunluk, bitkinlik, başağrısı, erken yaşlanma belirtileri.

tum bu felaket senaryolarinin disinda ki hepsi dogru, ictigin cayin diuretik yani cis yaptirici ozelligi vardir. yani su yerine cay icersen, vucudundan, ictigin caydan daha fazla su atimina neden olursun. su hayattir kardesim. sabah kalkinca ac karnina, yemeklerden 30 dk once, yatmadan once su ic. farketmesen de hayatin degisecek.

suyun yerini diğer içecekler tutmaz ben sana en kötüsünü söyleyeyim böbreklerin iflas eder ve diyalize girersin haftada 3 gün 4 saat kolunda 2 tane çivi gibi iğneyle makinenin böbreğin yaptığı görevi yapmaya çalışmasını seyredersin çok pişman olursun en azından günde 1.5 litrelik şişeyi bitir hiç zor değil

Kurursun

hayır.

bne işbankasından almıştım.

iş bankası benden de hesap bilmemne ücreti kesmişti, öğrenci belgesi ile 60 lira civarında parayı geri almıştım

evet.
ama telefonla arayıp yazdırıyorlar.

postaneden de gönderilebiliyor.

internetten de çekebilirsin.

internetten renkli (mail gibi) falan yapabiliyorsun ama nasıl bilmiyorum.

(git: ipc.ptt.gov.tr)

çekersin, paranı da postaneden tahsil ederler.

ptt internetten telgraf çektirecek kadar ilerlemiş helal ama chrome destekleyecek kadar da ilerleyememiş. olsun :)

ptt sitesinden kredi karti ile cekiyorum ben, gayet pratik. gerektigi durumlar olabiliyor.

hamama git veya küveti sıcak su doldurup içine gir, yarım saat falan otur. kesinlikle iyi gelecektir.

Hamam yasak, sıcak sunun göbek kısmına uzun süreli teması yasak. sauna yasak.

hamile masajı/yogası geliyor aklıma bir tek... reflüyle birleşmesi çok fena olmuş.

kas sıkışan nokta sırtta olduğuna göre akan sıcak suyu sırtınıza tutsalar göbeğinize gelmez. bebeği etkilemez diye düşünmekteyim. umarım mantıklıdır.
birisinden rica etseniz akan sıcak suyun eşliğinde o noktayı hafif hafif ovsa acaba zararı olur mu?

@kedili madam, ev ortamında denedik onu, olmuyor, bir de erken doğum riski olduğu için çok sıcakla temas etmemem gerekiyor. sırt sıcak göbek soğuk derken bu sefer hapşurmalar başlıyor, hapşurma kasılmayı tetikliyor vs. son 5 haftam ama artık dayanacak takatim kalmadı.

çok zor.

gelir idaresinde şöför kadrosunda olan birisi ancak başka bir kuruma yine o kadro ile geçebilir, tabi geçeceği kurumun onu istemesi ve bu transfere onay vermesi gerek.
ha lisans bitirdikten sonra görevi değişebilir ama öğretmenlik zor, normal kpss'li olanları atanamazken, transferle epten yaş o iş.

geçemez. öğretmenlik için belli şartlar var. kpss ile atanmak, açıktan atanmak, sözleşmeli atanmak vs gibi. sizin eğitim fakültesi'ni bitirmeniz ve aynı zamanda kamu personeli olmanızın sizin atanmanız için bir önemi yok. siz de diğer tüm eğitim fakültesi mezunları gibi kpss'ye gireceksiniz.
kurumlararası geçiş şöyle olur. diyelim ki veri hazırlamadasınız bir bakanlıkta, hem kendi bakanlığınızı hem de geçeceğiniz bakanlığı ayarlıyorsunuz, muvafakatnamenizi alıyorsunuz (ki genelde en zoru bunu almak), gieçeceğiniz bakanlıkta da sizi alacakları bir boş kadronun olması gerekiyor. ama genelde torpilsiz çok çok zor oluyor. evlilikle geçişte bile torpil işliyor kimi zaman.

Ben dün 18 yaşıma bastım diye sabaha kadar bardaydım, bugün 29 yaşında oğlumun doğumunu bekliyorum. Arada olanlar flu biraz, o son birayı içmese miydim?

onu bilmiyorum da şu var.
bir insan 20 yaşında tanrının verdiği 40 yaşında hayatın verdiği 60 yaşında ise hakkettiği şekilde yaşar.
tarihe mal olmuş bi şahsiyet söylemiş ama şimdi alıma gelmedi.

20 çok hızlı geçiyor benimde. 27'yim.

çocuk ya da ergenken lan 20 li yaşlara gelsem de ipleri elime alsam diye sabırsızlanıyor insan. 20'den sonra bir başlıyorsun, okul askerlik iş sevgili evlilik ev araba çocuk çocuğa gelecek derken bir bakıyorsun yaş olmuş 40 bir şeyler başardıysan ne mutlu başaramadıysan benim gibi 38 yaşında her gün amk diye güne başlar sikeyim diye günü bitirirsin.

20 yaş diye birşey mi vardı lan!

bütün olay okulun bitmesi. okul varken sınavmış, ödevmiş devamlı tamamlaman gereken kesin bir görev var. sonuçlarda oldukça kısa sürede açıklanıyor. okul bittikten sonra iş hayatına girince ipler tamamen senin eline veriliyor. hangi işi seçtin, ne kadar çalıştın, ortam nasıl, zemin nasıl etüdler arasında bir bakıyorsun 30 olmuşsun. zaten 20-30 arası yaptıklarının sonuçlarını anca görmeye başlıyorsun. hayatın oynadığı oyunları saymıyorum bu arada, bunlar kişisel deneyimler, herkeste farklı vücut buluyor.

not: 26 genç bi yaş. aynen 18'inde duyduğun gibi.

şöyle de bir şey var, (bkz: yaşlandıkça zamanın daha çabuk geçmesi)

ritüeller sabitleniyor yaşlanınca. dün 18'dim. ama dün gibi işte hatırlıyorum, herşey hareketliydi ve vakit geçmemekteydi gibi. şimdi 27'ye yaklaşıyorum. Nasıl lan diyorum 8 sene bu kadar çabuk geçer. Ne oldu bu arada ne değişti diyorum, 23 e kadarki kısımlar geliyor aklıma dğeişime dair, sonra hep aynı gibi.
daha uslu daha sakin geçiyor bi müddet sonra.

19 yasındayım ama bugune gelmek icin olması gerekenden fazla beklemisim gibi hissediyorum.

öyle bi geçiyor ki zaman, rüzgar gibi mübarek. ne oldu, ne bitti hiç anlayamıyorsun. daha dün çocuktum ben mesela, şimdi 30a ilerliyoruz. ondan sonra ömür varsa yine fark etmeden 40, 50. ölene kadar böyle artık. allah sonumuzu hayır etsin, ne diyelim.

19 yaşından sonra yıllar nasıl geçti anlamadan 24 oluverdim bile. 20'li yaşlar sanırım çabuk geçiyor. bu yılların böyle geçmesinde okul faktörü de etkili. bir de şöyle bir şey var; d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net

algıyla alakalı. 10 yşaına kadar dünyadan haberin yok. 20 yaşına geldiğinde 5 senelik zaman dilimi, o ana kadarki hayatının yarısını kapsarken, 25 e geldiğinde 1/3 üne tekabül ediyor. o kadar da çok değil yani.

facebook'ta begen.yazıyorlar bazen

saat 8 de cıktıgını biliyorum sadece bazen daha erken hatta. morhipo da yazıyor ama.

bana mail geliyor.

www.facebook.com duvarlarında her akşam yazıyorlar.

kışın puzzle, yazın çiçekli elbise

yüzük. tek taş değil elbet, hani baş parmağa filan takılan ince tel gibi olanlarından varsa kabulümdür.

deri ceket alabılırsın bana:)

parfümmmm

atkı ve eldiven romantik olur üşüme sen fln gibisinden (=

hediyeyi alacagın kişinin begenisine göre değisecektir tabi ama ben olsam takı alışkanlığı varsa güzel küpe ya da taşlı bir toka alırdım bende var ve yıllardır da saklıyorum yani aynı zamanda saklanır da diyorum giyerek tüketilmez:)

www.thebodyshop.com.tr
her zaman kullanılan şeyler hem bütçenizi de sarsmaz.

kitap isterim ön sayfasında anlamlı bişeyler yazan

şekilli bir kutu al kabalcı'dan filan, içine güzel, kaliteli çikolata doldur bir sürü.

kendince bişeyler düşünüp de hediye etmen bence en önemlisi. yani herhangi bi mağazadan herhangi bişey almaktansa "seni tanıyorum ve seni ne mutlu edeceğini bilirim" mesajı veren hediye bence en güzeli :)küçük ve başkalarına saçma gelecek bişey olsa bile.

Biz bu sorunu çözdük, cash para alıyorum ben.

iyi ki var olduğumu hissedebilmek, gerisi fasa fiso..

mor yazma

not:erkeğim lan asılmayın

mutlaka bir paket olmak zorunda değilse güzel bir sofra hazırlayabilirsin, illa paket olacaksa da bi çikolata paketi hazırlayabilirsin

beraber gidebileceğiniz bir kurs veya günübirlik tur falan.

Generic bir seyden ziyade (ne kadar guzel/ilginc/pahali oluduguna bakmadan) bir suredir cok istedigim bir sey (kalem/defter/kitap/oyuncak/fotograf makinasi filan mesela kendi adima) olsa mesela pek sevinirim. "Hakikaten dinliyor/onem veriyor" derim. Evet, yaparim bunu ^_^

ihtiyacım olan, uzun süredir istediğim ama bir türlü fırsat bulup alamadığım ufak şeyler. kulaklık gibi mesela. ama tabı yanına iliştirilmiş güzel bir not :)

beni alsın gara otogara gidelim ikimizinde daha önce gitmediği bir yere kafamıza göre gidip canımızın istediği şekilde vakit geçirelim. böyle bir doğum günü hediyesi isterdim.

cevap doğru mu bilmiyorum ama son günlerde torku çikolatanın ve konya şekerinin sağlığa daha uygun şeker ve çikolata ürettiğini söylüyor hastalık hastası kayınbiraderim. mısır şekeri, şeker kamışı falan, bişeyler anlatıyor, ben pek dinlemiyorum.

sarelle de kullanmıyor.

parti iktidara gelmediği sürece sorun olmaz sanırım.

parti iktidara gelse bile sorun olmaz ama aidat ödemek partililik bilincinin gelişmesi için temel şarttır diye yazar içtüzüklerde. yersen tabi.

@biter geyiğinine yazmıştık olm lan :)

ciddi bir insanım, geyikle işim yok demek ki :)

bence tunalı'daki turunç'a git, fiyat-performans açısından daha iyi diye düşünüyorum .

turunç +1
ayrıca daha elit bir mekan için iran caddesi(tunalının biraz üstü) mezzaluna var şahane. servis dekor müzik ortam manzara vb.
afiyet olsun
cevap editi: tabi özel bir yer sorduğunuzu düşünerek burayı önerdim. amaç sadece yemekse çok daha fazla yer önerebilirim.

ben cafemiz'i de tavsiye edebilirim.

mezelere abanırsın sen de.

türlü çeşitli salata yaptırabilirsiniz. domates ve peynirli roka salatası doyurucu olabilir

(bkz: deniz börülcesi)

balık restoranında balıktan çok otlu meze vardır zaten. Belki sebze güveç şeklinde bir şeyler de vardır, sormak lazım. Olmadı sıcak olarak sigara böreği vs vardır kesin.

Bir vejeteryan olarak gidebileceğin en iyi yer bence. En çok ot püsür salata balık lokantalarında bulunur. Hele alkollü bir mekansa mezelerde şahane olabilir.

hocam ben balık hastasıyım . ne zaman bir balıkçıya gitsek (alkollü) önce mezeler gelir 45 dakika kadar sonra da sipariş edilen balıklar. her seferinde o sipariş ettiğim balığın yarısını anca yerim çünkü tıkabasa doymuşumdur. ayrıca sadece deniz ürünü yemiyorsanız bile bir çok balıkçıda tavuk köfte ve patates kızartma muhakkak vardır. bir sorun öncelikle. bugün de cuma balık mı yapsam ne ?

çarşaf değil de pardesü falan giyip de kapalı olanlar şöyle:
1) normal, başı açık.
2) kardeşler, amcalar, teyzeler, nineler varken de normal. ama eniştesi, kocasının tarafından, kocasının babası hariç bir erkek akrabası varsa kapalı.
çarşaf giyenlerin de farklı olduğunu sanmıyorum.

eşi ve çocuklarının yanında çarşaf giymiyorlar.
1. derece olmayanların yanında yine kapalılar.

yakın çevrede ferace mi ne bir şey var, onu giydikleri de oluyor.

1)Ev ortamında, herhangi bir kadın nasıl giyiniyorsa öyle giyiniyorlar.
2)Dayıların, halaların da normal giyiniyorlar. Kadın misafirlerin yanında zaten normal giyiniyorlar. Amcaların yanında da normal bir başörtüsü takıyorlar. Yani simsiyah gezmiyorlar. Ekstra yabancı biri varsa, mümkün olmadıkça pek o odada durmuyorlar. Kadınlar olarak ayrı yere geçiyorlar. Ve atıyorum, normal bir kazağın üstüne yine başörtü falan giyiyorlar.

Yani çarşaf sadece dışarıda oluyor.

not:annem çarşaflı.

tarhana ya da yoğurt çorbası 10 dakikada pişiyor. hem burger epey kuru bir yemek, çorba midenizi rahatlatır, bu kış günü içinizi ısıtır, bir de salata.

(bkz: ofis insanları)

misal ben söylediğiniz koşullarda hep domates soslu biber kızartması yaparım.

burgerleri doğrayıp domates biber salçalı sosla lezzetlendirebilirsiniz.

tarhana çorbası zaten favorilerimizden :) son birkaç haftadır 2 günde1 neredeyse içiyoruz.

ama yeme kapasitemiz fazla bizim. salatayla doymayız bence :)

al bi palamut unla kızart yanına yeşillik önden de bi tarhana yada domates çorbası :))) benim menu acımasızmıyım canınız istesin karköyden şimdi aldım koca koca deryyyyaa kuzusu :))

o zaman tarhanayı eledik, başlangıç için yoğurt çorbası (bol naneli)(yoğurt+1 kaşık un+1 yumurta sarısı blendırda çekilecek, yağ ekle doğru ocağa--15 dak.)
havuç, turp rende, içine bol limon yağ ve tuz ekle hooop salata hazır.(maksimum 10 dakika)


ama hepsinden önce bulgur pilavı yapın minik bir tencerede. (doğranmış soğan yağda kavrulur, bir kaşık salça, üzerine bulgurlar, bulguru örtecek kadar sıcak su eklenir, tuz baharat falan---en fazla 20 dakikada bulgur pilavınız hazır)

bulgur pilavı ile başlayın, çorbayı koyun, onlar pişerken salatayı yapın, en son burgerleri kızartın maksimum 25 dakikada sofra hazır :)

@benvaryaben1 vallahi acımasızlık :) ben işten gelicem yorgunum, adamın yarın ilk iş günü :) bir de üstüne yetişmesi gereken çeviriler var. onlar yapılacak. işler kafamızı aştı gidiyor vallahi :)

@balik kraker kim dedi tarhanayı eledik diye :) listeye numaradan giriş yaptı kendisi :) burgerler konusundaki inat da bozulmasınlar diye :)

@benvaryaben1 balıkları sana göndersin- ayıkla da yolla- sen çevirileri bana gönder

niye ama yarın ankaraya gelecem sana da getireyim ;) ben yedim bile temizlenmiş dilimlenmşi bi suya tutuyorsun unluyorsun onlar kızarırken yeşillikleri salata haline getirdim oooh

çok basit ve beklenmeyen bir lezzet:

4 tane kabak alın, ince doğrayın ve az yağ koyun tencereye üzerine de kabakları. orta ateşte pamuk gibi olana kadar pişsin(yaklaşık 15-20 dak)arada karıştırmak lazım tabii. piştikten sonra tuzunu koyuyoruz, üstüne de 4 tane yumurta kırıyoruz. yumurtaları omlet gibi dağıtıyoruz ama. onlar da pişti mi..yemek hazır.
üzerine sarımsaklı yoğurt olmadan tadı olmaz ama.
mutlaka bol sarımsaklı yoğurtla servis ediniz.

brüksel lahana, havuc ve karnabahar hasla ki cok surmez havuc dısında hemen besamel sos dök ve fırına yolla lezzetli, hafif ustelik cabuk hazırlanır ben bıle cabucak hazırladım.

sözlükten ilham aldım, brüksel lahanası da pişirebilirsiniz burgerlerin yanına?

edit:1dk. geç kalmışım :)

@bir sebep bir bahane yumurtayla yoğurt bir araya geldi mi içim kalkıyor vallahi yalan yok.

zaten karar verildi. tarhana çorbası, pirinç pilavı, burgerler, yoğurt ve turşu :)

@balık kraker burgerlerden bagımsız dusun yeterınce saglıklı olmadıgından onu pas gectim.yanına değil tek basına yensin diye şee ettim neyse ne ben öyle de yerim hem eziyeti damak tadıma nasılsa.

salçalı makarna ??

sağlık müdürlüğündeki amirler genelde doktor ve dolayısıyla belli bir kültür seviyesinde insanlar oldukları için bu tip insanların ne giydiğiyle falan ilgilenmezler. türban giyenlerle de karşılaşırsınız mini etek giyenlere de. o yüzden ne kimse şikayet eder ne de kimse kızar bu insanlara. bizim aile sağlık merkezimizde de 2 hemşire hanım başörtüyle ile çalışıyor ama hiçbirimizi yemediler henüz..

kimse türbanlı çalışanı kanuna aykırı giyimden dolayı şikayet edip geleceğini karartmaya cesaret edemediği için fiili anlamda kanun değişti diyebiliriz. Ankara Büyük Doğum'un yarısı türbanlı.

eskidendi onlar,,, türban da takarlar artık kara çarşaf da, kimi kime şikayet edeceksin,,, senin hakkında soruşturma açarlar, amiri de savcısı da alayı aynı adamlar...

sağlık müdürlükleri, patent enstitüsü bi de gümrükle ilgili işler için gerekli resmi kuruluşlarla çalışıyoruz (artı kosgeb vs vs)
menzilci olanı da var nurcu olanı da ama alayı AKPli
o nedenle de yasa değişmedi ama hükümet böyleyken şikayet eden yok tabi
bana batmıyor kimsenin türbanı ama benim firma sahibim solcu olduğu sittin senedir bilinen bi adam heç bi işimizi zamanında yapmıyorlar- gönderdiğimiz evrakı bile bilerek bahanesiz bekletiyorlar filan- artık türbanlı memura toleransım kalmamaya çok yaklaştım bi sonraki vukuatta sırf uğraşsın diye şikayet etmeyi düşünüyorum.

sevgili fayfim; birincisi
sağlık müdürlüğündeki amirler doktor değil , çoğu hiç değil .sağlık müdürlüklerinde ziyadesiyle hükumet torpilli duz memurlar calısır.ayrıca bı r kımsenın doktor olmaması kultur seviyesının dusuk olacağına işaret değil.hatta ne ilgisi var!
ikincisi evet sağolsunlar yemiyor turbanlı ablalar kımseyı .soyledın rahatladım..
sorum acıktı: memurların devlet dairelerınde turban takması yasal mı.
cevap açık: değil

ihbar üzerine ilgili işyerine gidilip inceleme yapılıyor. sonuç çıkıyor, gayet de etkili.

sonuç veriyor, arkadaşımın işyeri ödemediği maaşları ve mesai ücretini takır takır ödedi sayelerinde.

Sosyal statünüz buna müsait mi bilmiyorum ama tekel büfe varsa yakınlarda, akşamları büfenin civarında midye satılabilir diye düşünüyorum. Kabuğunu açmak için biraz antrenman yeter bu işe.

mardinli değilim. izmirde midye işi zor

Mardin'le ne alakası var, Midyat demedim ki midye diyorum. Hem niye zor olsun, azimli olacaksınız, iş dünyasında azim şart.

valla paraya ihtiyacın yoksa,sadece zaman gecirmek için iş arıyorsan boşver otur evinde dizileri izlemeye başla bence

@andrey bolkonski

canım abim ilk iş tecrübem olmıcak. 6 senedir 3 farklı firmada çalıştım. kendimi azimli olarak da tanıtabilirim ama midye dediğiniz nane insanları alıştırdıktan sonra daha çok kazandırır. şimdi kalkıp alsancakta sattırtmazlar adama. alternatif midyeci olmayan muhitlerde de insanların iszden midye alması için az da olsa güvenmeleri lazım ki bu da zaman gerektir.

mardin olayını da özetlemek gerekirse, izmirde konak alsancak civarında ayak sayısı fazla olan yerlerde midye satan kişilerin istisnasız hepsi mardinlidir. olmayanı da almazlar aralarına.

sadece mardin'liler mi midye satıyor? senin bir aylık süreçte bir iş yapamacağın belli oldu. bence sen ocak ayını bekle

sadece mardinliler midye satıyor. daha doğrusu bir şekilde bu işin mafyası adamların elinde. sokakta bir şeyler satmak o kadar kolay mı yahu?

istanbul'da, ankara'da ve antalya'da da gördüğüm ve midyecilerden öğrendiğim midyeyi ya kokoreççiler kendileri yapıp satarlar ya da sokakta tezgah açılıyorsa o tezgahı açan mardinlidir. başkasına iş yaptırmazlar da zaten.

moral bozmak gibi olmasın ama, size başlama tarihi verip, o tarih gelmeden tam 2 gün önce arayıp "kimseyle çalışmicaz vazgeçtik" diyen pek kurumsal firmalar bile olabiliyorken hiçbir zaman işinizi aşırı garanti görmeyin bence. bu sırada da el yeteneğiniz varsa el işleri yapıp satmak ya da satılmak üzere bir dükkana vermek, ne bileyim olay sadece boş oturmamaksa bir yerlerde gönüllü olarak çalışmak falan hayır işleri için bana mantıklı geldi.

önce konu dışı bilgi vericem:

türkiye'deki tüm midyeciler mardinlidir. başkasına midye sattırmazlar. kaldı ki bizim gibi görece tahsilli, ofis çalışanı modunda mülayim adamlar sokakta sakız bile satamaz, anında harcarlar bizi..

konuya dönecek olursak, 1 ayda açıkçası pek bi iş, hele hele bilmediğiniz bir iş yapamazsınız. bence tatilin tadını çıkarın. gezin tozun, okuyun, keyif ve kişisel gelişim işlerine yönelin. 3-4 ay olsa tamam da 1 ay çok kısa.

alakasız bilgi ama güven park'taki bütün çiçekçiler de tokatlıdır. bunu ilk öğrendiğimde olgunlaştığımı düşünmüştüm.

konudan sapılmış ama tanıdığım kendi tezgahı olan bütün midyeciler mardinli, hatta bir semttekilerin hemen hepsi akraba çıkıyor. midyeyi oldukça sevdiğim için hatırı sayılır midyeciyle muhabbet etmişimdir.

Yabancı dil varsa çeviri işleri yapabilirsiniz mesela?

en azından mardin konusunda hemfikir olunmuş.

@siyamkedisizorro

valla almanca ve ingilizcem var. ama ikisi de ortanın biraz üstü. çeviri konusunda zorlanırım. keşke kpds'ye hazırlansaymışım diye geçirdim içimden. birdahakine de çok zaman var. sanırım evde pinekleyip ps3 oynıycaz 1 ay daha.

kitap oku

Kaleci Hayrettin benim amcamin Altay'dan arkadasi oglum, sen bana ver 10.000.000 ben sana istedigin formayi getireyim seklinde oluyordu.

Adidas ( o zamanki adı esem sport veya sports & Sports da olabiliyordu)

spor mağazaları yoluyla dağıtıp satıyorlarmıştır, mantıken.

Galatasarayı bilmem de Beşiktaş yönetim kurulunda babamın arkadaşının kuzeninin damadı gibi yakın (!) bir tanıdık vardı, imzalı forma bile gönderdiği olurdu kardeşime.

sahsen tarzım degil o yuzden almazdım,rengi ve ustundeki amblemler biraz çakma havası veriyo,direk duz siyah,clima cool kumaş beyaz cizgili olandan al ona 100 lira direk cıkarır veririm ama

Vespayı severim ama ceket kötü

giyince fena durmaz bence.

reng kötü

sagdaki yazi olmasa iyiymis.

renk kötü.

çöp çöp çöp :)

guzel ama fiyat?

o kadar mı kötü yav :( fiyatı da 120 tl idi

Bedava versen giymem.

120 tl vermem hacı ben buna. yok mu bunu başka rengi? adidas'ın vespa koleksiyonunda daha güzel ürünler vardı..

patron bu gorunuste deri montlar var onlardan alsan iyi ama adidasin bu muşamba gibi kumaşiyla bu renk bu kesim olmz bence de...

fena.

bu cevap verenlerden beğenmeyenlerin kaçı motorcu acaba. vespa'n varsa alınır diyorum gayet güzel ve motorcu aksesuarı olarak düşünülüyorsa çok havalı. normal kıyafetlerle karşılaştırırsan vasat. kısaca vespan yoksa alma.

rengi hariç güzel.
100 verirdim ama imkanı yok 150-200 tl dir o.

(git: 61620)
(git: 5552)

not: bebişe selam

Bahsettiğiniz semtlerden biri değil biliyorum fakat Bahçelievler ve Beşevler'de Ayvalık tostu yapan oldukça fazla yer var.

Bahçeli 6. cadde Adım Fast Food
Bahçeli 6. cadde Közde Kumrular
Bahçeli 6. cadde Tombiş (başka semtlerde şubeleri de var)
Bahçeli 7. cadde Marmaris
Beşevler metrosunun oralardaki birkaç piknik tarzı yer.

Yine de uyarayım Ankara'da hiçbir yer kumru yapamıyor, Ayvalık ise öyle böyle işte. Çünkü orası Ankara. İnsanlar doymak için yedikleri için ekmeği kızartmayı, tereyağı kullanmayı vs detayları bilmiyorlar önemsemiyorlar.

Daha doğmadan ayvalık tostu diye inleyen bir bebişin büyüklük halinden korkmuyor değilim ama söylerim :)

@guzelmarmara, biliyorum Ankara'daki yalancı ayvalık ama çok canım çekiyor, anlatamam, yaşanır.

O zaman Adım Fast Food diyorum. Mutfak kısmı açık olduğu için hazırlayan kel abiye direktifler vererek istediğinizi yaptırabilirsiniz. Büfe dolabında füme dilden ciğere kadar herşey var.

atakulenin karşısındaki acıktım güzel yapar. eve servisi de var. hem de çok hızlı. telefonu 4388707. afiyet olsun.

arkadaş testlerin adları nelerdir. hangi dönemde istemişler. öyle gebelik başında bi sürü test yok.

daha önceden düşük hikayesi filan yoksa erkekten test istenmez ki.
kadına da folik asit filan verilr kan ve idrar testi istenir. hormon bakılır
başka da smear testi isteebilir belki bi de kızamıkçık aşısı olmasını isteyebilir
aklıma başka bi test gelmiyor bi reçete dolusu ne istemiş

Gitsinler bir devlet hastanesine ya da sağlık ocağına ücretsiz yaptırsınlar. 8 aylık hamileyim, daha sağlık için 1 lira ödemedim.
Bir de gebelik öncesi yapılacak öyle yüz milyon tane test yok. Kadının genel sağlık durumu, kan tahlili ve kimi zaman enfeksiyon var mı yok mu ona bakılır. Folik asite başlanır. Bi 6 ay kadar denerler, olmazsa ekstra testler ve erkeğe testler yapılır. Hatta kimi doktor bunu 1 yıldan sonra yapıyor.

@cnzdmr , niye ama
ben düşük var mı yok mu soramadım ama testler bana gönderdiği gibi yazıyorum; açlık kan şekeri, H6 ya da b AIC, h ile başlayan arasında g olan bir test, rubella sg li bişey yazıomus yanında, toks..... yanında sg6 sg..., HGSA, antihg...., CMU
reçetede yazanlar bunlar

açlık kan şekerine zaten hamileliğin 6. ayında bakılıyor. Gebelik öncesi şeker hastalığı olmasa bile bu ayda çıkma ihtimali olduğu için. Bende gebelik öncesi şeker yoktu, 6. ayda bir bardak baklava şerbeti(!) içtim.
Rubella da kızamıkçıkla ilgili bir test, arkadaşın ve eşi kızamıkçık geçirmediler mi? Ben bütün ateşli hastalıklarımı çocukken geçirdiğimden emin olduğum için içim rahattı. Amaeşimin annesi hatırlayamadığı için doktor "ne olur ne olmaz kızamıkçık, su çiçeği vs olan hastalarla temas kurma" dedi, o kadar. Gerisi beni de aşar.

Çocuk sahibi olmaya karar vermek insanın hayatında verdiği en önemli kararlardan biridir. Bu zor kararı verdikten sonra gebe kalmadan önce ruhsal ve fiziksel olarak hazırlanmak gerekir. İlk doktor ziyaretine gebe kaldıktan sonra gitmek yeterli olmayabilir. Sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek, sağlıklı ve rahat bir doğum yapabilmek ve sağlıklı bir çocuk sahibi olabilmek için hamile kalmaya karar verildiğinde en az 3 ay öncesinde doktorla görüşmek önemlidir. Muayenenin ilk aşaması görüşmedir. Bu görüşmede yaş, meslek, kaçıncı evlilik olduğu gibi bazı bilgiler öncelikle alınır. Daha sonra kalp hastalığı, diyabet, karaciğer hastalığı, böbrek hastalığı, tiroid hastalıkları gibi sistemik hastalıklar olup olmadığı sorgulanır. Jinekolojik ve obstetrik (gebelik) öyküsü ayrı ayrı sorgulanır. Bu ilk görüşmede, hem anne hem de baba adayının aile geçmişleri sorgulanır, genetik geçiş gösteren herhangi bir anomali ya da hastalığın olup olmadığı araştırılır ve böyle bir durum varlığında genetik biriminden danışmanlık almanız önerilir.
Son 1 yıl içinde pap-smear testi yapılmadı ise pap-smear testi yapılır. Transvajinal ultrasonografi ile pelvik organların durumuna bakılır. Muayenede ayrıca boy, kilo ve kan basıncı tesbiti yapılır.

Bilinen herhangi bir hastalığı olmayan hastalarda gebelik öncesi rutin testler:

-Tam kan sayımı

-Tam idrar tetkiki

-Anne ve babanın kan grupları

-Toksoplazma ile ilgili testler

-Rubella (kızamıkçık) ile ilgili testler

-Hepatit B ile ilgili testler

-Açlık kan şekeri

-Kromozom incelemeleri ( akraba evliliği yapmış olanların ve genetik hastalığı düşündüren sakatlıklara sahip bebek doğurmuş olanların yaptırması önerilir)

-Sistemik bir hastalık varlığında ise ilgili branş hekiminden konsültasyon istenir ve birlikte takip ve tedavi edilir.
Bir sitede bu yazıya rastladım. Ancak dediğim gibi ben bu testlerin hiçbirisini yaptırmadan sadece folik asit kullanarak hamile kaldım.
Arkadaşların illa bu testleri yaptırmak istiyorsa devlet hastanesine başvursunlar. Ya da aile hekimlerine gidebilirler. Ücretsiz.

maniacpo o testlerin hepsi direk kanla bakılıyor zaten, bitter cikolatanın dediği gibi herhangi bir hastane ya da asm ye gidip bi doktora tam kan ve idrar (tit) sayımı yazdırıp baktırabilirler.
sabah erken aç karna gitmek gerekir. açlık kan şekeri bakılacaksa. pazar günü ankarada acil dışında kan testi almıyorlar istanbulu bilemiyorum

Ben doğum öncesi folik asidimi ve vitaminimi aile hekimime yazdırmıştım bu arada.

özeldeki doktorumuz bu testleri bize devlet hast. de yaptırdı. bilginize..

Babamın emekli ikramiyesi ile küçücük bir ev almıştık, 10 yıl biz oturduk öğrenciliğimizde kira vermeden, şimdi de 400 liraya kiraya verdik. Ev alın yani, tek oda bile olsa ev alın, 100 liraya kiraya verseniz bile güvence güvencedir.

iş bankasında internet üstünden %8 faizle 30 günlük mevduata konulabilir
getiri:279.45 tl
devlet tahvili alınabilir bu aralar devlet tahvilleri mevduattan daha iyi faiz oranları veriyor.iş bankasında eğer 60 günlük 90 günlük mevduata koyarsanız faiz%9 oluyor.60 günlüğüne koyarsanız 628.77 lira verir.paraya heran ihtiyacımız olabilir diyorsanız repo yapabilirsiniz.günlük repo getirisi 6.4 lira haftalık 55.02 lira.

şimdi internetten baktım iş bankasında devlet iç borçlanma senedi(devlet tahvili) 107 günlük faizi 9.4 yani 50000 liralık tahvil aldığınızda 1240 lira getiri elde edersiniz ve ay başına 348 lira kadar bir getiri demektir.uzun vadeli isterseniz 50000 liralık 534 günlük tahvilin faizi 11.2.1.5 yılın sonunda 7373.59 lira getiri elde edersiniz ki bu da ay başına 409 lira getiri demektir.

bana sorarsanız da 2-3-4 aylık mevduata yatırın düzenli bir getiri elde edin.o getiriyle faturalar ödenir televizyon almak isteseniz sırf mevduat getirisiyle bile taksitleri ödersiniz.bir ürün almak istediğinizde alsak mı acaba derdi yaşamazsınız.

ya da 10+10 yıllığına mevduata yatırabilirsiniz ileride emekli maaşı çekmeye gider gibi mevduat getirisi almaya gidersiniz.bunu yaparsanız ileride 160 bin lira para elde edersiniz ve şimdiki faizlere göre 2 aylık mevduat getirisi 2 bin 12 lira 50 kuruştur ki ay başı 1006.5 lira fena para değil.

diğer 3 kişi ev alın demiş yerinizde olsam ev almazdım.para 170 bin 210 bin gibi bir para olsaydı ev olaylarına girilirdi ama 50 bin lira alacağınız ev 80 bin olsa yatırım yapalım derken borçlu olacaksınız.anneniz emekli olduğuna göre artık çalıştığının birazcık kaymağını yemek isteyecektir.ya tahvil ya da mevduatta değerlendirin.ya da bölerek değerlendirin 30 bin mevduat 20 bin tahvil gibi.

Bende ev alın derim ev herzaman evdir iyi yatırımdır

herkese +1
bu devirde ev almaktan daha iyi yatırım yok valla. kutu gibi evler bile ne kadar para ediyor. zorda kalırsanız da (allah korusun diyelim de) satarsınız.

bankanın batmayacağı ne belli diye düşünürsek 50bin liraya alınan evin olduğu binanın yıkılmayacağı ne belli diye de düşünebiliriz. ev almayın, parayı bankada değerlendirin. kiracıydı, komşuydu vs bi sürü dertle uğraşmayın, gidin bankalardaki profesyonellerle görüşün.

@kalinixta agapi mou sağlam bankalar öyle kolay kolay batmaz.iş bankası ziraat bankası(devlet ayakta tutar)garanti bankası yapı kredi gibi bankalar öyle batacak bankalar değildir.bankanın batabileceği ihtimaliyle yatırım yapmayacak adam o zaman otursun evinde koysun dolaba parayı dursun öyle.ne değer yaratır ne harcayabilirsin.ev alarak kiracısı işte üst kattan su sızdırması kiracının evi malca kullanması gibi birçok amatör dertler edinirsiniz.bankalarla çalışmak daha iyidir.

Biraz daha arttirabilirseniz izmitten ev alabilirsiniz ornegin umuttepe'ye yakin tokinin yaptigi evler var duzenli 500 tl gelirli ogrenci he zaman bol zaten. İstanbul'da bu civarlara zor tabii ama izmit hem yakin hem ucuz.

üzerine biraz daha kredi çekilip güzel bir ev alınır, öğrenciye kiraya verilir, gelen kirayla kredi ödenir.

Eski isyerinden bir hatun kisi "yapmayacagim demistim ama hormonlar durtuyor arada" gibi bir aciklama yapmisti konuyla ilgili.

yaşımız geçmedi. ama sınırdayız belki. (ben 40 eşim 32) pek pişman olacağımızı sanmıyorum.

kullanıcı kitlesinden bir kadın: yapmayacagım ve ılerde cok pisman olacagım.

Tam cevabı değil ama 30 yaşında anne olacağım, keşke daha erken olabilseydim diyorum şimdi.

iki kızım var. arada bir çocuğu aldırmıştık ben ona bile pişmanım. bir de keşke daha erken olsaydılar. tabii bunları şimdi diyorum da o zamanlar diyemiyordum. özellikle kadınların psikolojisi açısından çocuk yapmak daha önemli. tanıdığım ve artık çocuk yapamayacak olan bir çok kadın her ne kadar ben istemedim falan deselerde durumlarını iyi görmüyorum.

halam 33 yaşında. 12 yıllık bir ilişkisi var. yine de evlenmek istemiyor. ama son 1 yıldır özellikle çok istiyor çocuk sahibi olmayı öyle denişik bir şey.

evlenmeden once cocuklarla hic isim olmazdi hep uzak dururdum..simdi cocugum var ve cocuksuz bir hayat dusunemiyorum..boyle bir zevk yok

çocuğu olanlar hep keşke daha önce olsaymış diyorlar. benim konuştuklarım öyle en azından:)

sevgilim istemiyor ama ben de 5-6 yıl sonra bir çocuğum olsun isterim yani...

düşünsenize sevdiğiniz insanla birlikte ortaya çıkardığınız bir canlı, biraz size biraz o'na benziyor...çok heyecan verici:)))

vay be...
benden beterleri de varmış:)

ben de 2009 da aldıydım. ama hala almadım. sertifikayı aldım ehliyeti almadım...

lakin yaptığım araştırmalar sonucu öğrendim ki, bir sorun olmuyormuş. sınava falan tekrar girmeye gerek yokmus. ama sağlık belgesi, savcılık belgesi yenilenecekmis...

benim sertifika da 6 aydır evde duruyor. gidip de alıcam güya...

sağlık raporuyla adli sicil kaydını yenilemen gerek. sonra gidip 300-400 lira para yatırıp alabilirsiniz...

benim bildiğim o sertifikanın 1 yıl geçerliliği var en fazla ama sen yine bi kursu ara sor.

Ben 2007 tarihli evraklarımla gidip almıştım, bununla ilgili bir duyuruda yazmıştım sanırım.

Şimdi yapman gerekenleri sırasıyla yazıyorum.
-Öncelikle sabıka kaydını yenileyeceksin. Eski sabıka kaydı da kalsın dosyanın içinde.
-Sonra sağlık raporunu yenileyeceksin, eskisi yine kalsın dosyada.
-Daha sonra ehliyeti aldığın kursa gidip evraklarını yeniletmen lazım. Bazı evrakların şekilleri değişmiş, elle yazılanlar bilgisayar ortamında yazılarak veriliyormuş.
-Bunları yaptıktan sonra emniyet müdürlüğüne gidip ehliyete başvurabilirsin.

Ben gidip yaptım aldım ehliyetimi, hiçbir sorun çıkarmıyorlar. Yeterki eski evrakları yenile.

www.uzmantv.com

sonuncu cevapta link karışmış herhalde ama teşekkürler herkeşlere bilgi için.